1. LİG'İN GEÇ BAŞLAMASI FORMSUZLUĞU TETİKLEDİ
Bu sezon ilk kez ligimiz Ağustos sonunda start aldı.
Mayıs'ta biten ligin ardından, Dünya Kupası sürecini de boş geçiren oyuncular uzun bir tatil yaptı. Uzun tatil oyuncuların gerçek performanslarına ulaşmasını geciktirirken milli takım fizik olarak çok gerilerde kaldı.
2. İKİ MAÇTA DA SAVUNMA KURGUSUNDA HATA VARDI
Türkiye
Futbol Direktörü Fatih Terim, elemelerin ilk maçında oyuncuların çok alışık olmadığı üçlü savunma sistemini deneyerek riske girdi.
Danimarka özel maçında sonuç getiren taktik, İzlanda'da çalışmadı. Grup ikinciliği için en önemli rakipten 3 gollü ağır bir mağlubiyet alındı.
Ardından Çek maçında Mehmet Topal yine stopere konulunca savunma kurgusunda sıkıntı yaşandı.
3. EKSİKLERİN ÇOKLUĞU TERİM'İN ELİNİ ZAYIFLATTI
Kritik
süreçte kadro istikrarının yakalanamaması, her şeyin üzerine tuz biber ekti. Önce kaleciler Onur Kıvrak, sonra da Volkan Demirel gitti. İzlanda maçının en iyisi Emre Belözoğlu yoktu.
Forvette Burak Yılmaz, Mevlüt Erdinç ve Mustafa Pektemek gibi isimlerin yokluğu Umut Bulut'u alternatifsiz kıldı. Kadrodaki daralma teknik heyetin de elini zayıflattı.
4. GÖKHAN TÖRE TARTIŞMASI BÜYÜK GERGİNLİK YARATTI
Gökhan
Töre ile Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak arasında yaşanan kavga, karşılaşma öncesinde gündeme getirilerek ortam fena halde gerildi.
Gökhan Töre, kamp esnasında büyük psikolojik gelgitler yaşadı. Fatih Terim'in en güvendiği oyuncu, sahaya mutsuz ve konsantre olamadan çıktı. Gökhan'ın yaşadıkları aynı zamanda hem Terim'i hem de futbolcuları gerdi.
5. TRİBÜNLER MİLLİ TAKIM'I ATEŞLEMEKTEN ÇOK UZAKTI
Çek
maçında E-bilet uygulaması yoktu. Ancak Süper Lig'deki boş kalan tribün manzaraları, milli maçta da değişmedi.
Çek Cumhuriyeti karşılaşması için sadece 9 bin bilet satıldı. Sponsorların davetlileriyle birlikte tribündeki seyircisi sayısı 20 bin civarındaydı. Ateşleyici gücünü arkasına alamayan Ay-yıldızlı ekibimiz, ev sahibi olma avantajından yoksun kaldı.
İKİ GÖRÜŞ
ÖMER ÜRÜNDÜL
Sistemsizlik...
Ekim ayına geldik ancak Türk Milli Takımı 60 dakikalık kondisyona sahip. Bunu neye bağlıyorsunuz? İKİ tane ciddi handikabımız var. Oturmuş bir sistemimizin olmayışı ve üst düzeyde bir kadro istikrarsızlığı. Bu yüzden ne netice alacağımız, nasıl bir futbol oynayacağımız kestirmek mümkün değil. Ayrıca kronikleşmiş bir duran toplandan kolay gol yeme hastalığımız var. İzlanda ve Çek Cumhuriyeti maçlarında da direncimizi kıran ilk goller duran toplandan geldi. Çek Cumhuriyeti karşısında oturmuş bir sistemimiz olmadığından yüksek motivasyonla futbolcularımız ilk devrede başarılı oldular. Ama bütün eforumuz da tükendi. Sistemi oturmamış, oyuncuların birbirlerini yeterince tanımadığı bir takım fiziki gücünü ekonomik kullanamaz. Bunu da bu maçta bunu yaşadık.
İSKENDER GÜNEN
Arda solda olmalı
Arda, solda mı, yoksa serbest 10 numara olarak oynarsa mı daha faydalı olur? Arda Turan'ın oynadığı takıma en fazla katkı yapacağı bölge sol kanat. Çünkü orta alanda görev verildiğinde rakip kaleye (3.bölge) uzak olduğu için etkili bir görüntü içerisinde olamıyor. Birde orta alanda sırtı kaleye dönük top almanın zorlukları da var. Fakat kenarda topla buluşturulacak bir Arda, adam geçme yeteneğini ve dripling becerisiyle çok daha önemli işlere yapmaya aday. Atletico Madrid'de oynadığı yer her ne kadar orta alan gibi gözükse de ofanstaki diğer oyuncularla dönerek oynadıkları için çok daha verimli olduğu gerçeği de göz ardı edilmemeli.
