Beşiktaş'ın yıldızlarından Gökhan Töre, Avrupa transfer piyasasının konuşulan isim olmayı sürdürüyor. Hafta içi Alman Sport Bild gazetesi, Töre'nin bir türlü patlamayan bir yıldız olduğunu ancak bu sezon beklentilere cevap vermeye başladığını yazmış, PSG ve Atletico Madrid'den sonra Juventus ile Roma'nın da genç oyuncuyu takip etmeye başladığının altını çizmişti. Siyah-beyazlı futbolcuyu Hollanda ile yaptığımız maçta İngiliz ekibi Manchester United da takip etti. Maçta çok başarılı bir performans ortaya koyamayan Gökhan için Beşiktaş eski Sportif Direktörü Önder Özen,
"Bu yıl olmazsa 2016'da iyi bir rakama İngiltere'ye transfer olabilir" yorumunu yaptı.
ISLIKLANAN EMRE ISINMAYA ÇIKMADI
Hollanda
maçında statta kadrolar okunurken Emre Belözoğlu ismi anons edilince Türkiye tribünlerinden protestolar yükseldi. Daha sonra Hollanda ve Türkiye 11'leri ve yedek oyuncuları ısınırken Emre'nin sahaya çıkmadığı görüldü. Fenerbahçeli oyuncu, Beşiktaş derbisinde Bilic ile tartışması sonrası eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Hamit Altıntop da Emre gibi ısınmaya çıkmayan bir başka isimdi.
4.5 YIL SONRA 'SÜPER' KADRO
Türkiye
tam 4.5 yıl sonra tamamı Süper Lig'de oynayan futbolculardan oluşan bir 11 ile sahaya çıktı. Terim grupta Kazakistan ile yapılan son maçın 11'inden 4 değişiklik yaptı. En son 17 Kasım 2010'da oynanan yine bir Hollanda maçında kadronun tamamı Süper Lig'den oluşmuştu. Hollanda ise; Alman, Yunan, Fransa, İtalya, Portekiz, Türk, İngiliz ve Hollanda liglerindeki oyunculardan oluştu.
BİR GÖRÜŞ
Fatih DOĞAN
Koca kafa Huntelaar
Amsterdam'da
her şey güzel başladı. Fiziksel gücü yüksek 11 sahadaydı. Şutu 15'te İndi'ye takılan Burak, 37'de Volkan Şen'in indirdiği topu harika bir vücut çalımıyla önüne alıp yeniden denedi. İndi'den seken top Cillessen'i de yanıltıp filelerle buluştuğunda her şey Fatih Terim'in istediği gibi gelişmişti. Korkulan defans zafiyet göstermezken Volkan Babacan 23'de Depay, 60 Afellay, 87'de Sneijder şutları başta olmak üzere kalesinde devleşti. Hollanda uzun toplara sığınacak kadar aciz kaldı. Volkan Babacan kucak dolusu alkışı hak etti ancak 90+2'de golü yemeyi hak etmedi.
Maçın yıldızı olmaya 4 dakika kalmışken Sneijder'in vuruşunda doğru hamleyi yaptı ancak Huntelaar'ın kafasını hesaba katmadı! Top gitti şansız bir şekilde arkadan Huntelaar'ın "Koca kafasına!" çarpıp filelerimizle buluştu. 90+2'ye gelen gole giden 2 puana şansızlık mı diyelim kısmetsizlik mi? Bilemiyorum ama kesin olan şu ki bu gol çok ağır geldi...
Umudumuza, heyecanımıza hırsımıza pranga vurdu. Elden bir şey gelmiyor, iyice azalan umutların peşinden koşmanın dışında...
BİR GÖRÜŞ
İskender GÜNEN
Neredeydiniz?
Avrupa
Şampiyonası için mutlak puan ya da puanlar almamız gereken bir maç. Uzun süre 1-0 önde götürdüğümüz maçta 90+2'de 1 puanla yetinmek zorunda kaldık. Doğruları yaparak başladık. Takım savunmasını çok iyi uygulayarak hatları birbirine yakın kurduk ve Hollanda'yı üçüncü bölgede etkisiz hale getirdik. İlk yarıda Hollanda'nın net gol pozisyonu yoktu. Bizim ise Burak ile yakaladığımız fırsatın yanında Mehmet Topal ile de pozisyon vardı. Töre'nin getirdiği topla da Burak ile golü bulduk.
İkinci yarı Hollanda oyuncu değişiklikleri ile tüm riskleri aldı. Önde daha fazla top tutma becerimiz olsa, daha farklı bir görüntü ortaya çıkabilirdi. Fakat sahamızda çok adamla kaldık ve ikinci topları rakip aldığı için de çok fazla baskı yedik. Bunun sonunda da kalemizde golü gördük. Dün daha önceki maçlarda görmediğimiz takım birlikteliği içerisinde oynayan bir milli takım vardı. Bu maçı gördükten sonra bugüne kadar ortaya koyduğumuz oyun ve alınan sonuçlara üzülmemek elde değil.
BİR GÖRÜŞ
Gürcan BİLGİÇ
Şifreleri çözdük ama!
Zor
maçın şifrelerini doğru çözmüştük. Üçlü savunmalar gibi macera peşinde değildik. Futbolu güzelleştirelim diye de hücuma oynayıp, arkayı boş bırakacak halimiz yoktu. Kapandık ve Hollanda'nın ne yapacağını beklemeye başladık. Robben kadar etkili bir takım vardı karşımızda.
Biz bel kemiğimizden; Arda'dan yoksunduk. Bir başka akıl adamımız Emre kulübedeydi. Ve Şampiyonlar Ligi'nde en son topa değmiş Hakan Çalhanoğlu da on birde yoktu. Sahada mücadele etmek için vardık. Ettik de... Gol atacaksak, ekstra oyuncularımızın, ekstra işler yapması gerekiyordu. Yaptılar da... Planı, derdi rakibe bırakmalıydık. Burak'ın golüyle bunu da başardık. Amsterdam'da, rakibe gol pozisyonu bile vermeden, kaçan galibiyete üzülerek dönüyoruz. Evet kalpten oynadı çocuklar ama akıllıydık da. Duran top fırsatı vermeden, kalecimizle karşı karşıya bırakmadan, nasıl sonuç alacağımızı bilerek düzeni kurduk. Rakibe çarpan bir şutla gol atmıştık, rakibe çarpan bir başkasıyla golü yedik. Grup üçüncüsü olacakken, olamadık.
Bu maçın son sözü bu. Hollanda ve Türkiye bunu konuşuyor. Ne ironi ama...
