1995-1996 sezonunda Fenerbahçe'nin sahasında Türkiye Kupası'nı kazandığı maçın sonunda Galatasaray bayrağını stadın santrasına diken İskoç teknik adam, Graeme Souness, BBC'ye o günü anlattı: "Dokuz ay önce Galatasaray'ın teknik direktörü olduğumda, Fenerbahçe'nin yöneticilerinden biri,
'Galatasaray bir sakata imza attırarak ne yapıyor?' demişti.
Yıllar önce olduğum açık kalp ameliyatına atıf yapıyordu. O bu lafı ettikten dokuz ay sonra da kendi statlarında kupayı kazandık… Elimde Galatasaray bayrağıyla boşalan stada, şeref tribününe bakıyordum. Göz göze geldik ve
'Şimdi sana gösteririm' dedim, bir çılgınlık anında, orta sahaya ilerledim ve bayrağı tam ortaya diktim.
Zemin çok sertti. Üçüncü denememde başarabildim. Sonra yaptığımın aslında çok da akıllıca olmadığını fark ettim. Fenerbahçe taraftarları, tel örgüleri aşıp sahaya inmeye çalışıyordu. Hemen polis kalkanının altına girdim. Soyunma odasına giderken,
'Bu iş bitti, başkan gelecek ve beni kovacak. İlk uçakla giderim' diye düşünüyordum. Ama soyunma odasına gözyaşlarıyla geldiler.
Hiç bu kadar kısa sürede bu kadar çok erkek tarafından öpülmemiştim. Fenerbahçe Stadı'na Galatasaray bayrağı diktiğim için mutlu olmuş görünüyorlardı."
ULUBATLI KADAR CESUR DEĞİLİM
Souness, 24 Nisan 1996 sonrası İstanbul'un fethi sırasında Bizans surlarına ilk bayrağı diken Ulubatlı Hasan'a benzetilerek, 'Ulubatlı Souness' olarak anılmaya başlandı. O ifadeyi abartılı bulan Souness,
"O bir cesaret sembolüydü, o seviyede miyim emin değilim. Ama insanların beni hatırlaması güzel, gurur duyuyorum" dedi.