Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Sola sesleniş!..

Zihne kazınmadı, üzerinde durulmadı, unutuldu mu sandınız?
Hani Gezi'de...
Ağza alınmayacak kadar ağır küfür ifadeleriyle duvarlara yazmıştınız: Siz ağaçlar için canınızı ortaya koyarken, halk birkaç paket makarna, bir çuval kömüre kendini satıyormuş falan...
O duvar yazılarının fotoğraflarını ararsanız...
Sosyal medyadaki fotoğraf paylaşım sitelerinde; burjuva hanımların Yunan adalarına yaptıkları yat gezintisi manzaralarının arasında onlara da yer veriliyor.
O tayfa çok seviyor Gezi sloganlarını ve görüntülerini...
Neden mi? Şimdi dilimi yoramayacağım, siz söyleyin, "solcu"sunuz ya, bilirsiniz.
Bir de "havaalanında karşılama mı istiyorsun, verecek sen 100 lira daha" diye yazan pankartlarınız vardı hatırlıyor musunuz?
Kafanız buydu.
Oligarşinin medyası "yaratıcı zekânın ürünü" bulmuştu tabii.
Üstüne kaç seçim geldi. Durmadan aşağıladığınız halk sandıkta sizin yanınıza bile yaklaşmadı.
Bundan sonra da öyle olacak!

***

Yani diyeceğim o ki, hiç Syriza popülizminin zaferine bakıp da kendiniz hakkında umutlara kapılmayın.
Siz, halkı teoride yüceltiyor pratikte ağır biçimde aşağılıyorsunuz.
Buna da solculuk diyorsunuz. Halt ediyorsunuz!
Yunanistan dahil, Batı'daki sol hareketlerle sizin aranızda derin fark tam burada işte!
Gerçeği biliyorsunuz aslında.
Her krizde Kemalizmden medet ummanız bu yüzden.
Halkla olmuyor, acaba devletten ve rejimin az çok yerleşik ideolojisinden destek devşirebilir miyiz uyanıklığı yani...
***

Daha düne kadar Bağdat Caddeliler, Karşıyakalılar, Çankayalılar başörtülü kızlara Katar'dan "örtünme parası" geldiğine inanıyorlardı.
Nasıl bir şevkle ve "bir arkadaşım görmüş zarfları!" şeklinde (hep bir arkadaş görür!) ısrarlı iddialarla birbirlerini ikna ediyorlardı.
Toplumdan uzaklığın şahikası bu olsa gerek!
Bugün bazı sol hareketlerin bildirilerinde hâlâ aynı hava hâkim.
Okuyorum ve inanamıyorum.
Önce emekçi halk yüceltiliyor ve ardından gelen her laf bu kitlenin ne kadar "kandırılmaya yatkın" olduğu tezine dayanıyor.
"Din" kelimesi faşizm ile eşanlamlı kullanılıyor.
Hele "hayat" kelimesi...
İçine öyle şiirsel bir ölüm övgüsü yerleştirmişsiniz ki, size sempatiyle bakanları bile korkutuyorsunuz.
***

Seçim ittifakları, baraj aşma hesapları, seçim zaferleri falan...
Bu hiç inanmadığınız şeyler üzerinde kafa patlatmayı bir yana bırakın da külahı önünüze koyup azıcık radikal düşünün!
Ya şaşırdınız, değil mi?
Çoğunuz hiçbir zaman radikal olmadı!
Ezberlerine yaslanmadan, sloganları yarıştırmadan ve kökten sarsıcı sorular sorarak topluma ve kendine yaklaşmayı hiç denemediniz.
Şimdi tam zamanıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA