Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Keşke iktidara alternatif muhalefet de olsaydı

Önümüzdeki 1 Kasım seçimlerinden bir koalisyon değil, tek partili bir iktidar çıkması, Türkiye'nin istikrarını ve gelişmesini koruyup sürdürmesi açısından elbet en doğru sonuç olacaktır... Keşke iktidara alternatif muhalefet partilerimiz de olsaydı ve iktidar adayı olacak, birden fazla parti bulunsaydı...
Ama anası ve yavruları ile muhalefet partilerinin ülkeyi daha parlak yarınlara taşıyabileceklerini, onlara oy verenler bile pek düşünmüyor... Bunların ülke sorunlarına bakış açılarını ve aralarındaki ilişkileri en iyi tanımlayabilecek bir Temel fıkrası bile var...

Temel modeli siyaset

Temel bir hazine bulur. Hazineyi evine götürmek ister fakat çok ağırdır. Ertesi gün bir katırla gelip almak üzere hazineyi gömer... Üstüne de "Temel buraya hazine gömmedi" diye bir tabela koyar. Ertesi gün hazineyi almak üzere gittiğine tabelada "Dursun buradan hazineyi almadı" yazısını görür.
Cumhurbaşkanı seçiminde ortak "Çatı Adayı" çıkartan ve 7 Haziran seçimleri ertesinde Bahçeli'ye Başbakanlık teklif eden CHP'nin, bugünlerde MHP ile ilişkilerinin hangi düzeyde olduğunu görmüyor musunuz? Ya da HDP sözcülerinin terörden ötürü sürekli devleti ve hükümeti suçlarken, PKK'yı hiç söz konusu etmemeleri sizi şaşırtıyor mu?

Matematikten sıfır

Bir başka mesele de, Türkiye'yi adeta başka bir zamana taşıyan alt ve üst yapı yatırımlarını bunların devam ettirebileceklerine dönük kuşkular değil midir? Bir önceki seçim kampanyasındaki vaatlerini yutup, hiçbir hesaba dayanmayan yeni vaatlerle meydana çıkan bu partilerin durumu, fıkradaki küçük kızın durumuna benzemiyor mu?
Küçük kız - Matematikten sıfır alacağım.
Baba - Öyle mi! Bundan emin misin?
Küçük kız - İki artı ikinin beş ettiği kadar eminim...

Laik ve demokrat

Laiklik denilince selama duranların kendilerini "Cemaat" olarak sunan ve dini istismar eden örgütlerle haşir neşir olmalarını yadırgamıyor musunuz? 28 Şubat Darbesine "Darbe" diyemeyenlerin, şimdi de teröre "Terör" diyememeleri, şaşırtıcı değil mi?
Sözlerine "Ben de demokratım" diye başlayan ve "ama halkın oy verdiği her partinin iktidar olmasına da herhalde kayıtsız şartsız evet diyeceklerden değilim" şeklinde devam eden cümleleri duymuyor musunuz? Yahut "Ben de demokratım ama dağdaki çobanla bir yargıcın oyu aynı değerde olabilir mi" söylemine yabancı mıyız?
Ama seçmen konuşunca bütün bu hezeyanlar sona erecek... Medya da medyalığını bilecek. Kayıt dışı siyaset erbabı, demokrasinin kurallarına uymak zorunda kalacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA