Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

26 yıl önce oradaydım

Ben de bugün kendi çapımda bir 'Oradaydım' belgeseli sunacağım sizlere...
Yıl: 1985... Yer: Spor Sergi Sarayı (Şimdiki ismiyle Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı)
Galatasaray ile Fenerbahçe, lig şampiyonluğu finalinin üçüncü maçını oynuyor. İçeride 3 bin, dışarıda maça giremeyen 15 bin kişi var. Sanırsınız mahşerin ön gösterimi...
Bendeniz Türk Haberler Ajansı'nın spor servisinde çalışan tıfıl bir muhabir... Her gazete, büyük finali 5-6 kişilik ekiple izlemeye gelmiş! Ben tek başımayım! Hem maçı yazacağım, (üstelik istatistik bilgiler için scout tutacağım) hem maç biter bitmez ankesörlü telefonla sonucu, özel notları, istatistik bilgileri ve genel havayı yazdıracağım; hem de parkeye inip şampiyonluk sevincinin fotoğraflarını çekerek, ajansa yetiştireceğim...
Serinin son maçını Galatasaray kazandı. Hemen sahaya atladım, yarı profesyonel makinemle fotoğrafları çekmeye başladım. Dawkins yanımda şampanya patlattı. Baştan aşağı sırılsıklam oldum. En sevdiğim tişörtüm ve ceketimle birlikte makinem de battı... Bir yandan üstümü başımı temizlemeye çalışırken, cebimde bir torba telefon jetonuyla, salonun iki ankesörlü telefonundan birinin önündeki konuşma kuyruğuna girdim. Sıra bana geldi. Elimdeki dört sayfa yazıyı karşıda kulağı ile omuzunun arasına ahizeyi sıkıştırmış, elleri daktiloda bekleyen mesai arkadaşıma yazdırmaya başladım. Arkamda beni bekleyenler küfür kıyamet... En sonunda biri, kerpeten gibi elleriyle (eski basketbolcu olmalı) kolumu öyle bir sıktı ki; bir hafta boyunca şampiyonluk gecesinden pazımda 5 parmak izi hatırasıyla dolaştım... İşim bittiğinde Harbiye'den Cağaloğlu'na belediye otobüsüyle dönerken, görevimi yapmanın gönül huzurunu içime dolduruyordum...
Dün, 26 yıl aradan sonra Galatasaray ile Fenebahçe 5 maçlık şampiyonluk serisine başladılar. Peki ben bunca yazıyı niye mi yazdım? Geçenlerde şirketin asansöründe genç bir muhabir arkadaş, cep telefonundan ulaştırma servisiyle görüşüyordu: "Abi, Swissotel'e gitmem lazım. Benim arabam hazır mı?"
Balmumcu'dan Swissotel... Yürüyerek 15, dolmuşla 1 lira ödeyerek 2 dakika... Pazımdaki parmak izlerinin yeri öyle bir sızladı ki...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA