Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İSKENDER GÜNEN

Trabzonspor iyi yolda

Ülkemizde "Büyük" diye nitelendirdiğimiz kulüplerin en önemli futbol farkını sezon olarak "Takım" olma-olamama sonucundan ibaretliğe bağlıyorum. Yoksa diğer takımlara kadro olarak bariz üstünlükleri varken ama bu üstünlük kendi aralarında söz konusu olmazken, başka ne söylenebilir bilemiyorum.
Dolayısıyla şampiyonluklar tarihsel olarak sürekli 'takım' olma farkını yaratan büyük kulüplere gitmiştir. Takım olmak, geniş parantezli bir konu. En can alıcı özelliği istikrar ve sürekli motivasyon. Örneklersek; takım bir gemi, istikrar motoru, motivasyon dümenidir.
Aktörler kuşkusuz futbolculardır.
Ama prodüksiyon başta teknik direktör ve yönetim olmak üzere kulübe aittir.
Trabzonspor bu andığımız 'takım olma' gerçekliğinin çok uzağında başladı sezona. Yönetim, tartışmalı Ersun Yanal ayrılığının sonunda Hugo Broos'u göreve getirdi. Bu yönetim yanlışı yine aynı yönetimin yanlışından dönmesiyle sonuçlandı ama şampiyonluk yolunda büyük yara alınmıştı. Futbolcuların yaşadığı travmalar da cabasıydı. Broos olmayacak duaya 'amin'di.
Yönetim, 'amin'e koyuldu. Halbuki ortada dua yoktu. "Broos neden başarılı olamadı?" sorusuna "Başarılı olması için hangi nedenler vardı?" sorusuyla cevap verilmeli.
Daha sonra Şenol Güneş buluşması gerçekleşti.
Güneş'in gelişi özellikle futbolculara çok olumlu yansıdı. Hepsi adeta sezona yeni başladı. Gönderilecek denenler, yeniden kazanıldı. Oluşan adalet duygusu, inancı üretti. Bu zor işi başarmak çok önemlidir.
Önemli bir hoca marifetidir. Ve takım olma süreci başladı. 2-3 maç dışında iyi işlerin yapıldığı karşılaşmalar izledik. Yeterli midir, kuşkusuz 'Hayır.' Ama yeterlilik yolundaki yürüyüş anlamında önemlidir. Öyle ki, Şenol Güneş bu süreçte takım olmaya çalışan futbolcularını izleme şansı yakaladı.
Gelecek sezona ilişkin önemli veriler edindi. Eksikleri yine takım bağlamında saptama olanağına kavuştu. Tersi durum, futbolumuzda yaşanan kronik hastalıktır. Takım olmayan kadroya oyuncu transfer etmek bu nedenle hayal kırıklığı yaratır, yanıltır. Bu anlamda Trabzonspor'u gelecek sezon daha iyi ve güçlü görmek hiç sürpriz olmayacaktır.
Teknik analize gelince...
En büyük kazanç kaleci Onur olmuştur.
Bu aynı zamanda zar atmaya benzeyen yabancı kaleci transferine de ihtiyaç bırakmamıştır. Savunmada Tayfun'un sakatlığı, Ömer Aysan'ın gönderilmesi, Ferhat'tan istenilen verimin alınamaması sonucu koca sezon Serkan, Giray, Egemen, Song, Cale ile oynama kısırlığı ve alternatifsizliği ile geçti. Bu fotoğraf en fazla takviyenin bu alana yapılmasına işaret ediyor.

EN BÜYÜK EKSİK KANATLARDA
Trabzonspor'da gördüğüm en büyük eksiklik kanatlar. Örneğin sezon boyu Serkan ve Cale'nin önünde kim oynamıştır? Şenol Güneş bu alanlarda elindeki malzemeye göre taktik üretti.
Bu ligde kenarları kullanması alışkanlığı olmadığı için idare etti. Örneği kupa finalinde Fener'e karşı hiç güçlük yaşamadı. Ama lig maçında tersi oldu, kanatlar adeta çöktü.
Colman, Engin, Burak, Alanzinho, kanat oyuncuları değil, gezen oyuncular. Gabric sayılabilir ama o da beklentilerin uzağında kaldı.
Dolayısıyla sağ ve sol açık mevkiilerinde hayli yetmezlikler yaşandı. Mutlaka takviye yapılmalı. Bir de hocaların en büyük belalısı (!) Yattara geliyor ki.

ORTA ALANDA ZENGİNLİK VAR
Orta alandaki zenginlik tartışılmaz. Buradaki kilit oyuncu Selçuk. Selçuk, Hüseyin'den sonra daha farklı bir rol üstendi. Dolayısıyla çok zorlandı.
Bilhassa büyük maçlarda etkisiz kaldı. Trabzonspor'un en kırılgan noktası burası. Hem karşılayacak hem de oyunu kurgulayacaksın.
Trabzonspor'un oyunu rakibe bırakması hep Selçuk'un oyundan düşmesiyle ilintili.
Bu alana Selçuk karakterli mutlaka yabancı bir oyuncu alınmalı. Sezer ideal bir transferdi ama henüz uyum sağlayamadı. Umudum sürüyor.
Colman Trabzonspor'un aklı. Tek eksiği güçsüzlüğü.
Dolayısıyla tempo sorunu yaşaması ve kopuk kopuk oynaması. Güçlü bir Colman, Avrupa'nın iyi liglerinde oynar.
Ceyhun henüz bozan, karşılayan konumda. Diğer yönünü geliştirmeli. Burak, dalından erken koparılan meyveye benziyor. İstanbul hüsranı bu yüzden. Şimdi doğru yerde. Engin Türk futbolunda en azından benim için özel bir yetenek. Eksiği, onun bilincinde olmaması!
Alanzinho'nun en önemli eksikliği önde çok top kaybetmesi...
Hücum hattı...
Umut spazm katsayısı yüksek bir oyuncu.
Denetleyemediği bir hırsı var.
Son vuruş eksikliğinin nedeni bu aşırı hırsı ve kasılması.
Ama yararı, zararından hayli fazla. Umut'a böyle bakmak lazım. Ancak Trabzonspor'u hücumda tek başına taşıması mümkün değil. Bir ikinci gerekiyor. Gökhan Ünal tutmadı, Teofilo soru işareti.
Murat çok iyi bir kumaş, mutlaka kalmalı.
Özetlersek...
Savunmayı göğüsleyecek, topu geriden oyuna sokma özelliği olan yabancı bir stoper.
Orta alana oyunu iki yönüyle oynama becerisi olan bir yabancı oyun kurucu.
Forvete Umut'un özelliklerinin gözetildiği bir konseptte yabancı santrfor. Ve de önlü arkalı kenarlar. Örneğin sağ geri dış. Bu alanda Serkan'ın ve Tayfun'un sakatlığında Engin, Song, Giray oynadı! Kaldı ki Serkan da Tayfun da bu yerin gerçek oyuncuları değil. Sağ ön soru işareti.
Sol dışta Cale 'gider mi kalır mı' belirsiz. Ferhat çıkış yakalayamadı. Buraya da zaman zaman Egemen çakıldı! Sol ön de soru işareti.

6 NOKTA TRANSFER GEREK!
Bu alanlara 3-4 oyuncu alınmalı. Sonuçta üç yabancı, 3 yerli oyuncunun nokta transferi zorunlu gözüküyor. Gönül isterdi ki bu sayı alt yapıdan gelecek gençlerle yarıya inebilseydi.
Ama oradaki üretimsizlik maalesef sürüyor.
Katkı anlamında bu yıl beğendiğim oyuncuları şöyle sıralayabilirim; Denizli'den Çağlar, G.Birliği'den Orhan Şam, Antalya'dan Jedinak, Manisa'dan Yiğit İncedemir, Kasımpaşa'dan Yekta, Bursa'dan Ozan İpek, G.Antep'ten Olcan, Diyarbakır'dan da Barış. Özetin özeti...
Trabzonspor için bugün, yarına iyi işaretler veriyor. Bundan sonrası idari olarak yönetime ait.
Kuşkusuz idari de.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA