Dün bir süredir yaptığım Twitter detoksuna ara verip ne konuşuluyor diye bakayım dedim, bakmaz olaydım.
Cinsiyet değişikliği ameliyatı ve üstüne onlarca estetik ameliyat olan bir trans erkek, ne kadar "başarılı" bir dönüşüm geçirdiğini kanıtlamak için video çekmiş ve bu viral olmuş.
İstiklal Caddesi'nde, bedenini internette pazarlayarak para kazananlar yürüyüş gerçekleştirmiş. Kadınlar fahişe, erkekler kadın gibi giyinerek yürümüşler ve yanlarındaki dolarları sokağa saçmışlar. Bunu da sosyal medya hesaplarında "Muhtaçlara dolar dağıttık" ifadesiyle paylaşmışlar.
Farkındaysanız ne isim verdim ne de bu sapkınların aktif olduğu sosyal medya sitelerinin hesabını paylaştım.
Zira kötülüğün meşrulaşmasına en önemli vesile onu yaymaktır. Günümüzde bunun karşılığı ise görünür hale getirmektir. Zira bu sapkınların istediği de tam budur. Daha görünür ve tanınır oldukça sadece normalleşmeyecekler, aynı zamanda "pazarlarını" da genişletmiş olacaklar.
Hadis-i şerifte, "İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir" buyurulmuştur. Günümüzde toplumun önemli bir kesimi, komşusundan, arkadaşından hatta eşinden çocuğundan bile daha çok sosyal medyayla meşgul oluyor.
Dolayısıyla bu istisnai durumlar, bir anda sanki ana akımın parçası olmaya adaymış gibi anlaşılıyor. Nitekim kınama amacıyla bile olsa daha fazla paylaşılıp daha fazla zemin elde ettiklerinde ise gidişatın ana akım olması şaşırtıcı değil.
Bunu bilen ve ülkemizde toplumsal mühendisliğe soyunan bazı odakların da mezkûr çevrelere desteği artık hepimizin malumu. Dolayısıyla sadece devlet değil, toplum tarafında da dirençle karşılaşacakları bir "habitus" kurmakla mükellefiz.
Bunun ilk şartı da oyunu onların kurallarına göre oynamamak, kendi kurallarımızı koymaktır. O kurallardan biri de onların terminolojisini kullanmayıp, eleştiri getirilecekse bile onların tanınmasına vesile olmadan bunu yapmaktır.