Yaşa be Ahmet Hakan.. Birisi de yazmalıydı, "Paranıza da yazık, zamanınıza da" diye.. Martin Scorsese çekmiş diye, Shutter İsland/ Zindan Adası'nı ille de alkışlamak zorunda değiliz ya.. Bu kadar da değil üstelik.. İlk haftasında 40 milyon dolar kazanmış Amerika'da.. Bu Scorsese'nin rekoru. Hani gişe de yapmış film.. Seyreden binlerce kişinin on üzerinden verdiği not ortalaması 8.2..
Yani nerden baksanız film müthiş.. Hele de fragmanları izlemişseniz "Mutlak" demişsinizdir benim gibi sinemaya koşarken..
Ama bakın.. Hepsi palavra..
Benim paramla 10 para etmez..
Efendim Lobotomi diye bir radikal akıl hastalığı tedavisi var ya hani.. Beynin bir lobunu alıyorlar.. Böylece hasta saldırgan olmaktan çıkıyor.. Ne oluyor?.. Yaşayan sebze..
Hatırladınız değil mi?.. Bu konuyu muhteşem bir filmde izlemiştiniz.. One Flew over the Cuckoo's Nest/ Guguk Kuşu!.. 5'i Oscar, 21 ödül almıştı. En iyi film:. En İyi Yönetmen, En İyi Erkek ve Kadın Oyuncular (Jack Nicholson, Louise Fletcher), En İyi Senaryo gibi esas ödüller hem de.. Öyle muhteşemdi..
Yıl 1975.. O zamanlar çok gündemdeydi bu korkunç tedavi.. Roman da, film de cuk oturmuştu..
Bugün var mı bu tartışma?. Üstelik geçmişte böyle müthiş bir film varken, lobotomiyi yeni bir şeymiş gibi konu yapıp, yeniden çekmek ne oluyor?.
Martin Scorsese, kendi kendini tatmin etmek için seyirciyle oynuyor resmen.. Bir şeyler izlemeye başlıyorsunuz.. Gerçek mi, halüsünasyon mu?.. Hangisi gerçek, hangisi hayal gördüklerinizin?.. 2.5 saat boğuşuyorsunuz, sonra film son beş dakikada, beş para etmez bir finale ulaşıyor..
Nerde Guguk Kuşu'nun o "İnsan Kalma" uğruna ölümüne savaşı.. Nerde Zindan Adası'nın iğrenç boyun eğişi..
Peki, nerde benim "Eleştirmen"lerim?. Scorsese diye körü körüne alkış tutacağına, tartışan eleştirmenlerim?.. Size de mi lobotomi yaptılar?..
Öf ki öf!..