Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK DURBAŞ

Agora Meyhanesi nerededir?

İstanbul'un tarihsel gezi rehberi ve bale üzerine çalışmalarıyla bilinen Jak Deleon, genç yaşında kaybettiğimiz önemli bir araştırmacı yazardı. Remzi Kitabevi tarafından geçenlerde yedinci baskısı yapılan Anıtsal İstanbul kitabı da onun değerli çalışmalarından biri. Yalnız bu kitapta önemli bir yanlışlığa değinmek istiyorum. Deleon, Balat'taki Agora Meyhanesi'ni anlatırken söze şöyle başlıyor: "Turhan Oğuzbaş'ın güftesinde, İsmet Nedim'in bestesinde, Behiye Aksoy'un sesinde ölümsüzleşen ve Fenerli Rumların asırlık uğrağı olan Agora Meyhanesi, Balat'ın orta yerindedir." Deleon yanılıyor. Gerçi her antik kentte bir 'agora' vardır, ama şarkılara da konu olan Agora Meyhanesi İzmir'de, Mezarlıkbaşı'ndan Eşrefpaşa'ya çıkarken İkiçeşmelik'in arka taraflarına düşen ve aynı adı taşıyan semtteydi. Şairi de Onur Şenli... İlk söyleyeni Gönül Yazar ve bestecisi İsmet Nedim'dir. Turhan Oğuzbaş'ın yazdığı İspanyol Meyhanesi'dir. Aynı başlık altında bir de Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiiri vardır ve onun da bestecisi Timur Selçuk'tur. Gençliğimin geçtiği yıllarda İkiçeşmelik bir meyhaneler semtiydi. Şimdilerde olduğu gibi genişçe bir bulvar değil, iki arabanın dahi zor sığdığı eğri büğrü sokak... Mezarlıkbaşı ise başta Saray, Yeni, Lale olmak üzre sinemalar durağı... Agora Meyhanesi de sunduğu ucuz şaraptan ziyade, Onur Şenli'nin onu önce şiire, ardından şarkıya taşımasıyla şöhret buldu. 1 Ocak 1940 Adapazarı doğumlu Şenli, 50'li yılların sonunda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde okuyan bir doktor adayı. İzmir'de, babasının arkadaşı, sonradan gazete patronu olan birisinin kızına âşık. Birbirlerini tanırlar, ama Şenli aşkına karşılık bulamaz ve bir akşam oturur kıza bir mektup yazar; "Sana bu satırları, bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum...'' diye. Mektup, daha sonra Agora Meyhanesi, başlığıyla şiire dönüşecek ve şiir de önce 1959'da Ege Ekspres gazetesinde, sonra fakültenin Neşter adlı dergisinde yayımlanacaktır. O yıllar, şiir matinelerinin gündemde olduğu yıllar... Şenli, incecik bedeniyle sahneye çıkıp, "Burası Agora Meyhanesi, burda yaşar aşkların en şahanesi..." dedi mi yer yerinden oynardı. Neydi Agora Meyhanesi'nin özelliği? Dediğim gibi ucuz şarap içilen bir meyhane... Her ucuz meyhanede olduğu gibi dışarıdan meze getirme özgürlüğü de bulunmakta. Adı, şimdi anıların hangi kilerindedir, bir meyhane müdavimi vardı, ki bütün işi müşterilerin ayak işlerine koşturmak... Bir bardak şaraba bir avuç sarı leblebi mi meze olacak, bu 'arkadaş' alırdı. Ya da bir paket Bafra sigarası mı? Yine bu 'arkadaş'... Ama katiyyen bu hizmeti için bahşiş kabul etmezdi. Hizmetinin karşılığı, gönlünüzden ne koparsa ya bir, ya iki bardak şaraptı. Ve her 'bardak' şarap ısmarlandığında, meyhaneci tezgâha beyaz tebeşirle bir çentik atardı. Ismarlanan şarapları da keyfince tüketirdi. Meyhanenin kapanma saati gelince, meyhane sahibi, beyaz tebeşirle attığı çentikleri sayar, o 'arkadaş'ın içtiği şarapları bu hesaptan düşer, fazlası çıkarsa da para olarak öderdi. Agora Meyhanesi, böyle bir ortamın ve aşkın şiiridir işte...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA