Önce, okurum Emre Diler'in gönderdiği mektubu okuyun. Sonra söyleyeceklerim var... "Yüksel Bey merhaba. Ben 22 yaşındayım. Yüksel Bey, rahmetli Hasan Doğan'ın bir belgeselini izledikten sonra size yazmak istedim. Belki neden bir spor yazarına atmadınız diye kendi kendinize sorabilirsiniz. Ama anlatacağım şey hayatın ta kendisi. Programda Hasan Doğan'ın ailesi ve yakınları onunla ilgili düşüncelerini, anılarını anlattılar bir belgesel gibi. Programın sonunda bir bölüm gösterdiler. Kızı, kamerayla çekmiş. Hasan Doğan bir pazar sabahı ailesine kahvaltı için sahanda yumurta yapıyor. Eşi sonra o belgeselde 'Pazar sabahlarında nefret etmeye başladım' diyor. O an yüreğim acıdı, tüylerim diken diken oldu. Gözümden yaş aktı. Çünkü benim de pazar sabahlarım artık çok kötü geçiyor. Korktuğunuz gibi değil, benim babam çok şükür sağ ama ailesi için Türkmenistan'da çalışıyor. Yani bizden uzak. Ama Hasan Doğan'ın ailesine sabah kahvaltısında hazırladığı o sahanda yumurtaların aynısını benim babam pazar sabahları bizim için yapardı. Hasan Doğan'ın sahanda yumurta yapmasını görünce babam aklıma geldi. Gözümden de bir yaş. Şimdi babam bize ne zaman bir pazar kahvaltısında sahanda yumurta yapacak bilmiyorum ama babama şunu demek istiyorum. Senin pazar sabahları yaptığın sahanda yumurtaları çok özledim baba. Annemin yaptığı sahanda yumurtalar senin yaptığın gibi lezzetli değil... Yüksel Bey size sadece derdimi açtım. Çünkü ben size inanıyorum, siz iyi bir insansınız. İşinizde başarılar dilerim. Hoşçakalın." Klişe bir laf olacak ama insan hayatta bazı şeylerin kıymetini, onları yitirdiğinde idrak edebiliyor. İşte bir kaç kare görüntünün sıradan bir insanda yarattığı müthiş duygulara şahit oldunuz. Bu pazar; babalar, ailelerine sahanda yumurta yapsın. Sofraya koyarken, evlatlarının tam gözünün içine baksın. Ve çocuklar da kalkıp, babalarının yanağına kocaman bir öpücük kondursun. Hayatın içinden küçücük ve çok sıradan bir an gibi geliyor değil mi?.. Oysa bakın insanda ne derin izler bırakıyor. Yitirilenlerin ardından gelen "keşke"lerin yıllarca beyninizi ve kalbinizi oymaması için bunu yapın... Küçücük anları büyük anılara dönüştürün...