Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Her eve lazım!

Böyle yazmıştım, birkaç hafta önce Öyle Bir Geçer Zaman ki'nin Süleyman'ı Renan Bilek için... Bu hafta aynı sözü Aylin'den işitmek hoş bir sürpriz oldu...
Şarköy muhabirimiz Yakup Önal ile beraber ısrarlı haber ve yorumlarımız, sonunda amacına ulaştı.
Değerli müzisyen Renan Bilek'i kendi sesinden şahane bir Fransızca şarkı ile izledik. Mete, İnci Hoca'ya harika bir sürpriz hazırlamıştı. Gitar çalıp Fransızca şansonlar söyleyen palyaçonun, maskesini çıkarınca, Süleyman olduğunu gördük. Aylin daha sonra Süleyman'ı müzikal yeteneğinden dolayı tebrik etti. Soner de onun, zengin bir aileye yanaşan taşralı bir kahya olmadığını, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunu olduğunu (Gerçekten de öyleydi), uzun yıllar Fransa'da birlikte yaşadıklarını söyledi. Ve Süleyman, finali vurucu bir cümleyle yapıp, yine sessizce köşesine çekildi: "Herkesin bir hikayesi vardır.
Benimki de bu işte..."
Bu hafta diziye ağır ve ağdalı bir romantizm egemendi.
Mete ile İnci Hoca ve Soner ile Aylin'in birlikte geçirdikleri saatlerde eski Yeşilçam filmlerine bolca gönderme vardı. Bu arada bazı deniz yıldızlarının kendinden klipsli olduğunu da bu dizi sayesinde öğrendik. Soner sahildeki deniz yıldızını alıp Aylin'in saçına taktı ve nasıl olduysa yıldızcık sabaha kadar oradan düşmemeyi başardı!
Hem karısını hem sevgilisini aynı anda hamile bırakmayı başaran (!) Ali Kaptan'ın Carolin'i muayeneye götürdüğü sahnede ise kameranın önce 3 hamile kadına zoom yapması manidardı. Sanki tüm kadınları Ali Kaptan hakkında uyarıyor gibiydiler. Belli ki kaptanımız sadece Boğaz'daki yalılar için değil, tüm kadınlar için 'bodoslama' bir tehlike arz ediyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA