Eski playboy yeni tövbekar Yaşar Alptekin'i Samanyolu TV'de dini konuşmalar yaparken izlemek bana hâlâ çok tuhaf geliyor. Alptekin tövbekar olalı 7 yıl olmuş. Geçenlerde kendi ağzından duyduk. "Bana reklam yaptığımı söylüyorlar. 7 yıl süren reklam olur mu?" dedi. Olmaz tabii... Ama Alptekin'in en hızlı olduğu dönemlerde magazin medyasının orta yerinde bulunan biri olarak gördüklerim, duyduklarım, okuduklarım hatırımdayken, Alptekin'i 'Hoca' üslubuyla ekranda adeta vaaz verirken izlemek tuhafıma gidiyor doğrusu...
Aslında tövbenin zamanı olmaz. Her türlü tövbenin, her ne zaman edilirse edilsin Allah katında mutlaka bir karşılığı vardır.
Ben Alptekin'in doğru yolu fark ettiği andan itibaren samimi olduğuna inanıyorum. Daha doğrusu, inanmak istiyorum. Yine de onu ekranda izlerken, hafızamda beliriveren Bektaşi fıkrasını da zihnimden bir türlü kovamıyorum. Eh, ağzımdan kaçırdığıma göre, artık anlatmam şart oldu. Alptekin'i tenzih ederek ve onun ibadetle katmerlenen hoşgörüsüne sığınarak...
Köye uzun süre imam tayin edilmemiş. Köylülerden biri ölüm döşeğindeyken çaresiz Bektaşi'yi çağırmışlar, "Şu garibin yolculuğuna yardımcı ol" demişler... Bektaşi son nefesini vermek üzere olan köylünün kulağına eğilip fısıldamış: "Yukarıdan dünyanın halini soran olursa, 'Bektaşi bile imam oldu' dersin, gerisini anlarlar..."