NTV Spor'un sunucusu Dilara Gönder programına 'İşler Güçler' dizisinden Ahmet Kural ve Sadi Celil Cengiz'i konuk etmiş. Daha programın başında arıza çıkmış.
Gönder 'Kurban bayramında ne yaparsınız?" diye soruyor, Cengiz de sadece 'Kurban keseriz" yanıtını veriyor.
Gönder, "Bayrama dair söyleyeceklerin bu kadar mı?" diyor. Cengiz de "Neden bu organizasyonu küçümser bir havadasınız?" diyerek yükleniyor.
Gönder'in böyle bir niyeti yok, konuklarını konuşturmaya, sohbeti açmaya çalışıyor. Cengiz ise program bitse de gitsem havasında. Ee niye katıldın programa o zaman?
Sonra sohbet Galatasaray'ın kötü gidişatından açılıyor. Cengiz "Sezon başından beri iyi gitmiyoruz" diyor. Gönder de "Fatih Terim'in kurduğu takımlardan mı?" diyor; daha sorusunu bitirmeden, Cengiz "Niye sürekli polemik yaratacak sorular soruyorsun?" diye çıkışıyor. Dilara da sonunda patlıyor ve "Neden bizim enerjimiz öyle oldu Sadi'yle anlamış değilim. Ben sana neden tuzak sorular sorayım?" diyor.
OSCAR'LI OYUNCU YAPMAZ!
Acaba Cengiz o anda kendini Aykut Kocaman falan sanıp Terim'le polemiğe girmek istemedi mi? Vallahi ben de anlamadım. Cengiz sadece yanıtlarıyla terslemedi, bir de kibirli bakışlarıyla karşısındaki sunucuyu aşağılamaya çalıştı.
Gören de Cengiz'i Oscar'lı oyuncu sanacak. Aslında Oscar kazananlar, bizim bir diziyle ünlü olanlardan daha mütevazıdırlar ama bu başka bir yazı konusu.
Yeni nesil oyuncuların hepsinde değil ama çoğunda hep 'dünyayı ben yarattım' havası var. Röportajlarda hep zararsız, havadan sudan sorular istiyorlar. Katıldıkları programlarda da hep geyik yapalım arada 'dizimiz, filmimiz övülsün de gidelim' havasındalar. O yüzden de Edirne'den öteye geçemiyorlar!