Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Türkiye'de ekonominin temelleri sağlam atıldı"

Nasıl kültür "Klasik kültür" ve "Popüler kültür" benzeri ayrımlara konu oluyorsa "Gündem" de öyle farklı yapılanmalar içinde oluşur.
Bunlardan birisi tabii ki "Gerçek gündem"dir.
Yurt ve dünyadaki güncel gelişmelerin barışı, istikrarı ve gelişmeyi etkileme biçimleri "Gerçek gündem"i şekillendirir.
Gerçek gündemi çarpıtmadan objektif haberler ve doğru yorumlarla okurlarına vermeye çalışan gazetelere dünyanın her ülkesinde "A Grubu gazeteler" denilir.
Bunlar medyada "Kalite"yi ve "Güven" i temsil ederler.
Bir de gerçek gündemi çarpıtan ve çeşitli mesleki deformasyonların rüzgârında haber yerine dedikoduyu, doğru haber yerine sansasyonu seçen, özel hayatların teşhirini tiraj artırma yöntemi olarak benimseyen gazeteler vardır.
Bunlara da genellikle "Tabloid basın" denilir.
Klasik gazete ebadının katlanmış yarısının bir sayfa boyutu olarak kullanılmasından öteye, tabloidlerin haberciliği de sansasyona ve üretilmiş gündeme dayalıdır.
Türkiye'de ise karma bir model var.

Büyük boy tabloidler

Buna "Büyük boy tabloid gazetecilik" demek mümkündür.
Kendilerini "Merkez"de olarak sunan ve hem topluma hem de devlete yakın olduklarını ileri süren büyük tirajlı gazeteler, bu karma yapının en iyi örnekleridir.
Mesela dünyalı bir girişimciyseniz ve yeni yatırımları planlıyorsanız "The Wall Street Journal" benzeri gazeteleri izlemeniz size yarını görebilme imkânı sağlar.
Ülkenizin ve dünyanın gerçeğe yakın verilerini ve haberlerini, bu tür gazetelerden en sağlıklı biçimde izlersiniz.
Ama Türkiye'de gazete okuyarak, yarına dönük karar pek veremezsiniz.
Çünkü gazetenin o sıradaki siyasi tutumuna göre, Türkiye'nin ekonomik iflasın eşiğinde olduğu izlenimine haber ve yorumları okuyarak sahip olabilirsiniz. Ya da tam tersi bir tabloyu da karşınızda bulabilirsiniz.
Bunun gibi global bir ekonomik yahut siyasal krize ve belki de savaşa yol açabilecek güncel gelişme, bir dizi yıldızının ayrılmasından veya aldatılmasından yer kalırsa ilk sayfada haber olur.
Ama bu tür gazetelerde de kaliteyi ve güveni ön planda tutan, gazetenin o andaki eğilimini değil, yurt ve dünya olaylarını çarpıtmadan yansıtmaya çalışan gazeteciler vardır.

Gazete ve gazeteci farkı

Bunlara bir örnek Hürriyet'in Atina muhabiri Yorgo Kırbaki'dir.
Bu gazete haberleri ve yorumları ile "Battık, bittik, hem ekonomik iflas, hem şeriat hem sivil faşizm geliyor" edebiyatı ile Türkiye'nin yarına dönük ümitlerini karartırken, Kırbaki "Sermaye Birikimi ve Türkiye'de Zaman İçinde Küreselleşme" kitabının yazarı Yunanlı ekonomist Yorgo Konstantinidis'le yaptığı söyleşiyi dünkü Hürriyet'te köşesine almıştı.
Bu söyleşiyi aynen aktarıyorum:
"S- Türk ekonomisi için ilk kez bu kadar kapsamlı bir kitap yazdınız...
C- Evet 10 yıllık bir çalışmanın ürünü... Kitabın ana bölümü 1982 sonrasıyla ilgili. Türkiye'deki sermaye türlerini, büyük holdingleri ve yabancı sermayenin seyrini analiz etmeye çalıştım. Türkiye çok dinamik bir ülke. Son 10-15 yılı sürekli olumlu bir seyir izliyor. Güçlü bir sanayisi var. Üretim hem kaliteli hem de rekabet gücü yüksek. Pazarlaması da çok iyi. Türkiye "brand name."
S- Yunanistan niye bu krizi yaşıyor?
C- On yıllarca süren bir durumun birikmesi diyebilirim. Yunanistan AB üyesi olmasına ve geçen yıllar içinde AB'den 3 ayrı destek projesi uygulanmasına rağmen gelen paralar gerektiği şekilde değerlendirilmedi. Zihniyet meselesi diyebilirim.

Türkiye AB üyesi gibidir
S- Günümüz Türkiyesi AB üyesi olsa hangi noktaya ulaşır?
C- AB ülkeleriyle ekonomik ilişkiler o kadar güçlü ki ekonomik açıdan çok şey değişmeyecek. Bugün AB'nin en güçlü ülkelerinin Türkiye'de dev yatırımları var. Ticari ilişkiler o kadar büyük ki ekonomik açıdan Türkiye AB üyesi sayılabilir.
S- Peki Yunanistan AB üyesi olmasına rağmen bu noktaya nasıl geldi?
C- Yunanistan'da para yarar sağlamayan alanlara harcandı. Türkiye parayı daha doğru yerlerde kullandı. Devletin ekonomide organizasyon zihniyetinin bizden farklı olduğunu anladım. Devlet aldığı ve uyguladığı tedbirlerle sermayeye gerçekten destek oluyor.
S- 10 yıl sonrası için tahmininiz?
C- Türkiye'de ekonominin temelleri atıldı ve bu temeller sağlam. Gelecek için olumlu düşünüyorum."
Evet... Ben de Türkiye'nin yarınına güveniyorum.
Bu güvenimin bir Yunanlı uzman tarafından da paylaşılmış olması beni mutlu ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA