Kısa-uzun bir zaman yaşıyoruz. Taksim direnişi sürüyor. Netice olarak orada büyük bir kitle var. Belki Taksim'i dolduran genç arkadaşlarım bana kızacaktır. Gene de söylemek zorundayım. Orası gitgide kendileri için tehlikeli bir yere dönüşüyor. Oradaki insanlar, içinde yaşadığı sıcak olayların harareti altında bunu fark edemeyebilir. Oysa Meydan kısa bir süre içinde her bakımdan sorun üreten bir zemin haline gelecektir. Kaldı ki, CHP artık Meydan'ı bıraktı. Şimdi Doğu Perinçek gibi akıl almaz bir biçimde silahlı mücadeleden söz eden bu hareketin manasını hiç kavrayamamış, 1970 model felaketler yavaş yavaş meydana yaklaşmaktadır.
Gene de asıl mesele fiziki şartlar. Meydanda kazılmış ve çıplak inşaat alanları var. Altyapı yok. Kitle ancak çevre esnafının sağladığı imkânlarla çeşitli ihtiyaçlarını karşılıyor. Onların yavaş yavaş yaşayacağı bıkkınlık kitle için yeni sıkıntılar üretecek. Bugün orada bir "gökkuşağı koalisyonu" oluşturarak, dünyanın en güzel demokrasi ve ortak yaşama örneğini veren bu kitle hızla lojistik sıkıntılara açık bir noktada.
Sorunu demokratik bir yoldan çözme niyeti doğrultusunda direnişçiler temsil gücü yüksek ve tüm katılımcıların kabulleneceği bir görüşme heyeti seçip bunu hükümete bildirmelidir.
Bu gerçekleşemiyorsa daha önce çeşitli olaylar sırasında olduğu gibi bir Akil Adamlar Heyeti kurulmalıdır. Bu heyet iki tarafın katılımıyla saptanmalıdır.
Fiili şiddet eylemlerine karışmamış kimse hakkında direnişin sona ermesinden sonra takibatta bulunulmayacağı güvencesi verilmelidir.
Meydanda gerekiyorsa bir gözlemci grubun kalmasına olanak tanınmalı, onların altyapı ihtiyaçları karşılanmalıdır. Meydanın boşaltılması için makul bir süre tanınmalı o süre zarfında güvenlik kuvvetleri müdahalede bulunmamalıdır.