Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

CHP'de eski-yeni hesaplaşması

Üç temel saptama ile yazıya başlayalım. 1- Ana muhalefet partisinin polemiklerle değil de projelerle tartışılması önemli bir gelişme. 2- CHP için yeni ve büyük gibi algılanan adımların çoğu, Türkiye için küçük adım görünümünde. 3-CHP yönetiminin bünyesel sorunları kamufle etme çabası içinde medya kuruluşlarını hedef alması ise tehlikeli bir aşama.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şu ana kadar üç konu ile kamuoyunun karşısına çıkabildi. Birincisi, kendi uzmanlık alanına dahil olan "Aile Sigortası" vaadi. İkincisi, Prof.Sencer Ayata ve arkadaşlarının özverisine dayanan "Sivil Toplum" reçetesi. Üçüncüsü de siyasal manevra izlenimi veren "Bedelli Askerlik" yasa teklifi.
Buna karşın, ülkenin kırılma noktasındaki "Kürt Sorunu"na ilişkin tek somut yaklaşım klasik "işsizlik" söylemi ile sınırlı. Öyle ki CHP lideri, Kürt sorununu, Güneydoğu'daki bir dizi sorundan birine indirgedi.
Ve merakla beklenen Kürt Raporu'nun seçim öncesine yetişmeyebileceğini söyledi.

***

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin sandık başarısını üç faktöre bağlıyor ve karşı stratejisini bu önyargılı hesaba göre geliştiriyor: 1- Sosyal yardımlar sayesinde seçmenle bağımlılık ilişkisi kurulmuş. 2- Cemaatlere kaynak aktarılarak arka bahçe yaratılmış. 3- Ergenekon operasyonları ile muhalif unsurlar susturulmuş!
Analiz bu olunca, şu varsayımlarla mesafe alınabileceği öngörülmüş.
(Ayakları henüz yere basmasa da) Aile Sigortası ile geniş kitlelere erişilebilir. Alternatif sivil toplum örgütlenerek cemaatlere set çekilebilir. İfade özgürlüğüne darbe iddiasıyla iç ve dış lobiler harekete geçirilebilir.
Maalesef bu üç yaklaşımda ciddi eksiklikler söz konusu. 8 yılı aşkın süreye rağmen iktidar partisinin nasıl olup da "reformculuğu, sivilleşmeyi, ileri demokrasiyi" temsil edebildiği ihmal edilmiş. CHP'nin el attığı bazı konuların AK Parti'nin yıllar önce çözüm ürettiği başlıklar olması görmezden gelinmiş.
Örneğin, CHP'nin Aile Sigortası, hesabı ve kapsamı gözden geçirilmek kaydıyla ancak devam eden desteklerin koordine edilmesinden ibaret gibi. Sivil toplum başlığında ise cemaat öcüsü sendromuna kapılan CHP profili söz konusu. Bu gerçekliği ve yaşatıldığı toplumsal ortamı anlamak yerine gücünü kırma arayışına girilmesi de manidar. Resmen adı konmamış olmakla birlikte, içerdiği değerler ve aktörleri yönüyle CHP için güç devşiren başka tarz cemaatlerden de söz etmek mümkün. Bu nedenle CHP'den, dini cemaatlerle kol kola girmesi beklenmiyor ancak tehdit unsuru gibi görme alışkanlığından kurtulamaması yadırganıyor. Mesele, gönüllü kuruluşların siyaset üstü kalması ise bunun yolu belli. CHP'nin önerdiği gibi kamusal destek falan değil. Siyasetin boş bıraktığı halkla ilişkiler alanını gerçekçi kaynak ve projelerle doldurabilmek. Yerel talep ve beklentilere duyarlılık göstermek. Ankara kalıplarının dışında düşünebilmek. Entelektüel sermaye ile Anadolu gönül sermayesini buluşturabilmek. Tüm bunları küresel özgüven ve entegrasyon içinde başarabilmek.
CHP'nin son dakikada topa girdiği bedelli askerlik konusu ise kolayca etki altına alınabilecek bir gündem maddesi. Olduğundan büyük gösterilebilen bu beklentinin karşılanabilmesi için formül ortaya konması muhalefet adına akıllı bir girişim. Ama kısa vadeli mesajın ötesinde CHP'den ve diğer partilerden beklenen, "profesyonel ordu, askeri harcamaların denetimi, asker sayısının azaltılması, adalet duygusunu zedelemeyen askerlik tip ve süresi" ni de içeren bütünsel yaklaşım sergileyebilmesi.
Ve son husus da şu... CHP'deki kıpırdanışın, Ergenekon süreci ile gölgelendiğini görmezden gelemeyiz. Bir teze göre, CHP ile Ergenekon bağlantısı kurularak son dirençli organizma da çökertilecek. Bir başka teze göre, Yeni CHP ile Eski CHP arasında bir yerde ayakta kalmaya çalışan Ergenekon zihniyeti, yarını ipotek altına alan bulaşıcı kimliğiyle hâlâ canlı. Bu tezlerin haklılığının tayin edilebilmesi için, CHP iç dinamiklerini kimlerin manipüle ettiğinin deşifre edilmesi gerekiyor. Burada en önemli rol, iktidardan çok ana muhalefetin eski ve yeni liderliğine düşüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA