Avrupa Ligi'nde istediği sonucu alan Beşiktaş, ligde dört maçtır bulamadığı galibiyeti aradı dün akşam. Buna ulaşırken de hayli zorlandı açıkçası. Özellikle karşılaşmanın ilk yarısında, Braga maçındaki gibi rakibi karşılama üzerine odaklanan Beşiktaş, hücum etkinliğini unutmuş gibiydi. Ligde özellikle kendi sahanızda hücum etkinliğinizi hissettirmelisiniz rakibinize. İlk 45 dakika bu anlamda hiçbir etkinliğini göremedik Beşiktaş'ın. Öne doğru yapılacak organizasyonları Manuel Fernandes'e bağlı olan Beşiktaş, o sahne alamayınca hemen hemen hiç pozisyon üretemedi.

BİREYSEL BECERİ FARKI
Gençlerbirliği ise Beşiktaş'ın tam aksine ligdeki konumu gereği hücum özellikli bir oyun ortaya koydu ve bunun sonunda da maçı 1-0'a getirebildi. Hatta iki farkı da bulabilirdi ilk yarıda.
İkinci yarıda ise belki takım olarak çok iyi bir Beşiktaş yoktu yine ama Fernandes'in kıpırdanışı Beşiktaş'ın pozisyonlara girmesini sağladı. Şunu özellikle bir kez daha vurgulamak istiyorum, Beşiktaş'ın bu kadro yapısında Fernandes gerçekten çok önemli bir yer alıyor.
Beşiktaş'ın yediği iki gol ve verdiği pozisyonların en önemli nedeni savunmadaki alışılmış dörtlüsünden çok uzakta isimlerle oynamasıydı.
Bazen 'Büyük' diye nitelendirdiğimiz ekipler, takım oyunu olarak yeterli olmadığı maçlarda bile anlık bireysel becerilerle maçı kazanabiliyorlar. Bence dün akşamki maçta bunun bir örneği oldu Beşiktaş adına. Almeida'nın golü ve Fernandes'in vuruş becerisi, oyunu olmasa da skoru Beşiktaş'a getiren faktörlerdi.

TAKIM OLMAK ZORUNDA
Beşiktaş'ın bundan sonra play-off'taki şampiyonluk iddiası ise gelecek haftaki Galatasaray derbisine endekslenmiş durumda. Fernandes'siz Beşiktaş'ın üç puanı Arena'da bulması için tek şansı takım olmak. Tabii ki beceriyi buna ekleyebilirse.