Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Savarona'da bir yatak odası!..

Pazar sabahı Salomanje'de harika bir kahvaltı yaptıktan sonra, Ortaköy'e geldik, dostlarla.. Ertekin'in önünde oturmuş puroları tüttürüyor, bir yandan da dünyanın en güzel manzarasını, gelip geçen insanları seyrediyoruz.. Tam bir insan mozayığıdır Ortaköy.. Sadece İstanbullular değil, İstanbul'a gelenler de uğrar mutlak.. Arabı, Orta Asyalısı, Uzak Doğulusu..
Los Angeles Lakers tişörtü giymiş, şortlu kocasını iki adım gerisinden izleyen kara çarşaflı ve peçeli kadının hemen yanında, hem de nasıl Hot Pants, yani mini şort giymiş bir genç kızı görmeniz, Ortaköy'de mümkündür.. Ertekin'in önü buluşma ve veda yeridir ayni zamanda.. Bekleyenler, sarılanlar, öpüşenler..
Yaşamı seyredersiniz orda.. Yaşamı seyreder ve düşünürsünüz..
Eylül sonu, artık son günler.. Soğuklar başladı mı, yürüyenler azalır.. Zaten bizim de artık dışarda oturacak halimiz kalmaz.. O yüzden koştuk, giderek azalan bir günü daha yaşamak için..
Az sonra motosikletle Kahraman Sadıkoğlu geldi..
"Kahvenizi içmediyseniz, size bir sürprizim var. Yarım saat ayırın. Sizi kahve içmeye götüreceğim" dedi.. O motorda, biz arabada peşine takıldık.. Geldik Savarona'nın önüne.. Kuruçeşme..
Kahraman bir yandan gezdiriyor, bir yandan anlatıyor.. Gördüğümüz her ama her şeyin müthiş bir öyküsü var.. Nasıl da keyifli anlatıyor.. Yarım saat dedi, üç saat oldu turumuz.. Ama bitsin istemiyoruz.. O kadar güzel..
"Peki bu anlattıklarının kitabı var mı" dedim, ayrılırken.. "Yok" dedi..

"Yani, bu müthiş hikayeler, seninle birlikte yok olacak öyle mi?.. Buna hakkın var mı?.. Bu anlattıkların, belgesel değil, roman olur" dedim.. "Savarona'nın romanı.."

***
Başvekil İsmet Paşa, Atatürk'ün adeta vekil harcı, kahyası, Hasan Rıza Soyak'ın evine yemeğe gitmişti. Soyak, 1922'de Ankara'da açılan Meclis'te katip olarak işe başlamış, Atatürk'ü çok sevmiş, kendini de sevdirmiş, 1924'te Köşk'e mutemed, 1927'de de Atatürk'ün özel kalem müdürü olmuş, 1934'te de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine getirilmişti. Atatürk'ün en güvendiği adamdı. Cebindeki para dahil her şeyinin hesabını Hasan Rıza Bey tutardı..
İsmet Paşa yemekten sonra bir ara tuvalete geçmek istedi. Koridorda yürürken aralık duran kapıdan, Soyaklar'ın yatak odasını gördü.. Gördüğüne de inanamadı. Hasan Rıza Soyak, yer yatağında yatıyordu..
Ertesi gün durumu, Atatürk'e nakletti.. "Paşam, Soyak yer yatağında yatıyor.."
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri.. Atatürk'ün en yakını.. Atatürk'ün bütün hesaplarını tutan, hatta cüzdanını kollayan adam yer yatağında yatsın..
Söyleyen İsmet Paşa da olsa, Atatürk inanamamış.. Soyak'a "Beni bir gece yemeğe davet et" demiş..
"Aman paşam.. Emredin, ailecek biz geliriz. Fakirhaneye ne zahmet.."
"Yok" demiş Atatürk.. "Ben geleceğim.."
Gitmiş de.. Ve de yemekten sonra ayni yol.. "Tuvalete gideceğim" demiş.. Geçerken görmüş.. Yer yatağı sahiden..
Döner dönmez emir vermiş.. Köşk'te kendi yatak odası, zamanın en ünlü mobilya ustalarından bir Fransızın imzasını taşıyor.. "Bu yatak odası aynen Soyaklara gidecek" demiş.. Devletin malı, öyle gider mi?. Belgelenmiş, zimmetlenmiş. Yazının altına "Mustafa Kemal" diye imza da atılmış. Öyle çıkmış Çankaya'dan..
Kahraman Sadıkoğlu, Savarona'yı, bin deveye hendek atlatıp (Orası ayrı roman) Ali Ağa'da 6 bin lira hurda bedeli ile jilet olmaktan kurtarıp, yeniden yapmaya başlayınca, gazetelere ilan vermiş.. "Elinde Atatürk'ün özel eşyası bulunanlara.." diye..
Hasan Rıza'nın torunları, "Bizde Atatürk'ün yatak odası var" demişler.. Gitmiş görmüş..
12 bin dolar istemiş torunlar.. "Siz deli misiniz" demiş, Kahraman.. "Bu antika bir defa.. İkincisi, Atatürk'ün.. Özel değeri var. Bunu siz de biçemezsiniz, ben de.. Ustasına soralım..
Usta, Aret Portakal.. Raffi'nin babası.. İstanbul'da antika ondan sorulur. Müzayede deyince ona gidilir.. Aret Usta incelemiş.. "64 bin dolar" demiş.. O fiyata almış Kahraman.. Getirmiş Savarona'da Atatürk'ün odasına koymuş.. Sade Atatürk'ün yatak odasını değil.. O yatak odası takımının Köşk'ten çıkarılmasına izin veren Mustafa Kemal imzalı Cumhurbaşkanlığı yazısını da çerçeveletip asmış duvara..
***
Savarona'nın her odası, gördüğünüz her şey bir efsane.. Tershanede kızağa konduğu günden, bugüne dek yaşadıkları gerçekten müthiş bir roman olur..
Kahraman anlatmalı.. Biri bu romanı yazmalı..
Öğrenilecek o kadar çok şey, alınacak o kadar ders var ki, her santiminde..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA