Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Olmadı Fatih Erbakan! Yakışmadı!

Genelde mühim şahsiyetlerin son yolculuklarını bizzat yerinde izlemeye çalışırım. Çünkü bir gazeteci açısından böyle anlar kaçırılmaması gereken anlardır.
Muhabirlik yaptığım zamanlardan beri kendime adeta düstur edindiğim bu alışkanlığımı dün yerine getiremedim ne yazık ki!
Ne yazık ki Türk siyasi tarihine adını kalın harflerle yazdırmış olan eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın cenaze törenine mücbir birtakım sebeplerden dolayı katılamadım.
Bir kısmını, o da merhumun camideki son duasının okunduğu anları yakalayabildim ancak televizyondan.
Siz de gördünüz ki inanılmaz bir izdiham vardı.
Hoca ile bir şekilde yolu kesişmiş olan on binlerce insan tek bir vücut olmuş gibi onu son yolculuğuna uğurlamaya çalışıyordu.
Hemen hemen bütün siyasi liderler oradaydı. Solcusu, sağcısı, ülkücüsü, millici olanı ya da olmayanı...
Düşünün her daim kendisini tehlikeli bir siyasi figür olarak görmüş ve hatta böyle gördüğü için 28 Şubat'ta kurduğu hükümeti devirmiş TSK'nın bazı mensupları bile oradaydı.
Gerçekten ilgiyle izlenecek bir tören, müthiş görkemli bir uğurlamaydı.
Tam haber spikeri, "Eski başbakanlarımızdan Necmettin Erbakan'ın son duası okunuyor. Onun için helallik isteniyor" diyordu ki kameralar önce Başbakan Erdoğan'a döndü. Sonra hemen yanı başındaki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ve Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'e...
Siyasi kariyerlerinde epeyce bir emeği olan hocaları için istenen helalliğe üçünün birden, "Helal olsun... Helal olsun... Helal olsun..." deyişleri yansıtılıyordu ekrana...
Bayağı duygulu anlardı yani.
Ancak bu duygu yüklü anlar duayı okuyan hocanın elinden mikrofonu kapan Fatih Erbakan'ın bir anda konuşmaya başlamasıyla tarumar oldu.
İnanılır gibi değildi ama oğul Fatih resmen siyaset yaptı babasının naaşı başında.
Alenen, "O gitti ama unutmayın ki ben varım!" mesajını vermeye çalıştı.
Şoka girdim.
Çünkü bence Fatih Erbakan'ın bu hareketi, bu toprakların gelenek ve göreneklerine uygun düşmeyen, aykırı bir hareketti.
Bir yandan ayıpladım ama bir yandan da üzüldüm.
Keşke bir büyüğü uyarsaydı.
Keşke; "Uğurladığımız kişi bu memleket için çok önemli bir devlet adamı. Düşüncesine katılan katılmayan binlerce insan buradayken bir evlat olarak onun son duasının ardından mikrofonu eline alıp siyaset yapman yakışık almaz!" deseydi.
Biliyorum ki bir kesim bana çok kızacak bu yazdıklarımdan dolayı.
Ama ne yapayım çok içime oturdu.
Yakıştıramadım.
Ve emin olunuz ki siyasette her daim nezaketi ve beyefendiliği örnek olarak gösterilen merhum Necmettin Erbakan da okusaydı bu yazdıklarımı.
Derdi ki... "Haklısınız Sevilay Hanım. Ben kalkıp giderken ebediyete doğru, bizim oğlanın yaptığı bu son hareketi patates dinine mensup olan adamlar bile yapmazdı!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA