ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, günlük basın toplantısında terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'nin Abdullah Öcalan için doldurduğu video ile ilgili SABAH'ın sorduğu soruya tam cevap vermek yerine nezaketsizlik yapmayı tercih etti. Nauert'e, Rakka'da açılan Öcalan posterleri sonrasında yayımladığı mesajı hatırlatarak, "Sizin Öcalan hürmeti hak etmiyor açıklamanız üzerine, YPG Rakka'daki militanlarına Öcalan övgüsü dolu bir video doldurtmuş. Buna yorumunuz nedir?" diye sorduk. Nauert'e ayrıca YPG'nin ABD'nin sahadaki ortağı olduğunu da hatırlattık.
ÖNCE KLASİK CEVAP
Nauert önce hep alıştığımız bir cevapla başladı. Sabah saatlerinde basın bürosuna gönderdiğimiz halde videoyu görmediğini, dünyanın her yerinden pek çok grup ve liderden yorum geldiğini, hepsine tek tek yorum yapamayacağını söyledi. Sonra da ekledi: "Tüm taraflardan, bahsettiğin video da buna dahil edilebilir, saldırgan ve ek tansiyon yaratacak hareketlerden kaçınmasını bekliyoruz." Türkiye vize krizi hakkında başka bir soru sormaya hazırlanırken, konu bir anda çalıştığım SABAH gazetesine geldi. Sözcü Nauert, nezaketsiz bir şekilde gazetemizle ilgili ithamlarda bulundu ve ABD'nin Türkiye ile çok yakın çalıştığını bunun da devlet yayınına ya da hükümet-özel sektör ortaklığı yayınına çalışan biri olarak çok iyi farkında olmam gerektiğini söyledi.
JOHN BASS ETKİSİ
Cevap olarak kendisine SABAH'ın özel bir şirket olduğunu söyledik. Kendisi iddiasında ısrarcı olarak, SABAH'ın hükümet tarafından fonlandığını iddia etti. Hükümet fonu olmadığını, SABAH'ın özel bir şirket olduğunu tekrarladık. Bunun üzerine alaycı bir şekilde, "Tamam" diyerek başka bir soruya geçti. ABD'li yetkilinin bu konudaki tavrı Türkiye'de SABAH gazetesinin yayınlarından ABD Büyükelçisi John Bass'in rahatsızlık duymasıyla doğrudan ilişkili. Bass daha önce de sansürcü yüzünü göstererek, gazetemiz köşe yazarı Hilal Kaplan'ı da bir basın toplantısı katılım listesinden son anda çıkartmıştı. İki haftayı geçen vize krizinde, tarafların tansiyonu düşürmesini beklerken, ABD adına resmen konuşan bir kişinin böyle bir tavır göstermesi ikili ilişkilerde psikolojik eşiğin aşıldığını gösteriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı bir anlamda SABAH'tan rahatsızlığını doğrudan Türkiye ile ilgili olmayan bir soruya verdiği cevapla belirtmek istemiş gibi görünüyor.