Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, zaman zaman sorulan sorulara yanıtlar vererek resmi sosyal medya hesaplarından bu sorulara verdiği cevapları yayınlıyor. Cumhuriyet Gazetesi ise Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 20 Temmuz'da "Ticarette kâr haddi var mı?" sorusuna İslam'ın genel ticaret prensibine dayandırdığı bir cevabı günümüz fırsatçıların fahiş fiyatlarına yönelik verilmiş bir fetva olarak haberinde sundu.
CUMHURİYET, HADİS-İ ŞERİFİ CIMBIZLADI, ALAYA ALDI!
Hatta Cumhuriyet Gazetesi, haber manşetinde bir skandala imza atıp "Diyanet her gün artan hayat pahalılığının sorumlusunu buldu" diyerek Din İşleri Yüksek Kurulu'nun paylaştığı, Hz. Peygamber'in Hadis-i Şerifini çarpıttığı gibi dalga konusu yaptı. Cumhuriyet, son dönemde fırsatçılık yaparak fahiş fiyat uygulayanlar için İslam'ın hiçbir kararı yokmuş gibi Hz. Peygamber'in bir Hadis-i Şerifini cımbızlayıp "Fiyatları tayin eden Allah'tır" ifadesini başlığına taşıyarak bir algı çalışmasına girişti. Oysa Din işleri Yüksek Kurulu soruya cevap verdikten sonra aşırı fiyat artışları için de cevabını vermişti. Gazete, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fahiş fiyat artışlarının normal olduğuna dair bir fetva verdiğine yönelik bir algı yaparak yalanı manşetine taşıması şaşkınlığa da neden oldu.
CUMHURİYET, ÇİRKİN ALGI OPERASYONUNU KENDİ ÇÜRÜTTÜ!
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun günümüzün ekonomik şartlarındaki fahiş fiyat artışlarına yönelik bir fetva verdiğini iddia eden Cumhuriyet, iç sayfadaki üst başlıkta "Diyanet'ten zam üstüne zam gelen 'piyasa şartlarıyla' ilgili dikkat çeken fetva: 'Fiyatı Allah tayin eder' " ifadesini kullanarak kendi kendisiyle de çelişti. Cumhuriyet, üst başlık, başlık ve spotta farklı bir algı uygulamaya çalışsa da yine kendi algısını kendisi bozdu.
Cumhuriyet, iç sayfadaki haberin sonunda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun hayat pahalılığına yönelik verdiği cevapta, "piyasada suiistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme yetkisinin olduğu vurgulandı" ifadelerini kullandığını da vurguladı.
İŞTE O SORU VE VERİLEN CEVABIN TÜMÜ
Cumhuriyet'in Din İşleri Yüksek Kurulu'nun aşırı fiyat artışları için bir fetva vermiş gibi lanse ettiği cevap ise bir bütün olarak ele alındığında farklı bir anlam çıkıyor. İşte Din İşleri Yüksek Kurulu'na sorulan soru ve verilen cevabın tümü…
"TİCARETTE KÂR HADDİ VAR MIDIR?"
Normal şartlarda İslam inancının ticarete bakış açısını sorulan soruya göre cevaplayan Din İşleri Yüksek Kurulu Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Hadis-i Şerifinden örnek vererek şunları söylemişti:
"İslam dini, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymamış, bunu piyasa şartlarına bırakmıştır. Konuyla ilgili olarak Allah Resûlü (S.A.S.), fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur: "Şüphe yok ki, fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah'tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem (Ebû Dâvud, İcâre, 15; Tirmizî, Bûyû' 73).
Ayrıca Hz. Peygamberin (S.A.S), kendisine kurbanlık bir koyun satın alması için para verdiği Hakîm b. Hizâm'ın bir dinara satın aldığı koyunu iki dinara satıp, sonra bir dinara bir koyun satın almasını (diğer bir rivayette bir dinara satın aldığı iki koyundan birisini bir dinara satmasını) kınamamış, üstelik ona hayır duada bulunmuştur (Ebû Dâvûd, Büyû', 28; Tirmizî, Büyû', 34).
Fakihler de bundan hareketle kâr haddinin eşyadan eşyaya fark edebileceğini, bu sebeple de kesin bir takdir yapılamayacağını söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâi', V, 129).
Din İşleri Yüksek Kurulu, yukarıdaki cevabı verdikten sonra bu sefer hangi konularda kamu otoritesinin müdahale edebileceğini de şöyle cevaplamıştı:
"Bununla birlikte piyasada suistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme (narh koyma) yetkisi vardır (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 226). Aşırı fiyatın tespitinde ise bilirkişilerin günün piyasa şartları içerisindeki belirlemeleri esas alınır."