19. yüzyıl İngiliz yazınının en ayrıksı yazarı Thomas de Quincey'nin İngiliz toplumunu kasıp kavuran "usta işi" cinayetlerden yola çıkarak kaleme aldığı üç parçadan oluşan Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet, yazın tarihinin kuşkusuz en ilginç metinlerinden. Bu yazıları müstesna kılan özelliklerden biri, Quincey'nin olaylara tüm tarafların gözünden bakabilmesidir. Sürekli kimlik değiştiren yazar, kimi kez katilin, kimi kez kurbanın, kimi kez cinayetten kıl payı kurtulanın, kimi kez de bir dedektif edasıyla cinayeti soruşturanın yerine geçiyor. Ancak onun asıl kimliği, deyim yerindeyse, "cinayet eleştirmenliği"dir ve bu kimliği belirleyen de estetik değerlerdir. Daha önce kaleme almış olduğu Bir İngiliz Afyon Tiryakisinin İtirafları adlı eseriyle uyuşturucu bağımlılığına farklı bir yaklaşım sunan Thomas de Quincey, cinayetin estetik değerlerle okunduğu ve güzel sanatların bir dalı olarak alımlandığı, haz ile korkunun el ele yürüdüğü, övgü ile lanetin yarıştığı Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet'te de okura yine bambaşka bir perspektiften bakma olasılığı sunuyor: "Zira, güzel sanatların bir dalı olarak değerlendirildiği vakit, cinayetin nihai amacı, trajedinin Aristoteles'in gördüğü şeklinin tıpatıp aynısıdır; diğer bir deyişle, 'acıma ve dehşet vasıtasıyla kalbi arındırmak..."