"REYYAN'IN ÜVEY OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUN?"
Miran'ın yalanları yüzünden konaktan kovduğu babaannesini yalnız bırakmayan Esma, onu alıp evine götürmüştü. Bir süredir Esma ile birlikte yaşayan Azize Aslanbey, burada da inadından ve intikamından vazgeçmemişti. Miran babaannesinin bellettiği düzmece intikamın yanında, yanlış kişiye azmettirip, onuruna kıydığı Reyyan'ın gerçeğini sormaya gitti. Babaannesi, Reyyan'ın bir Şadoğlu olduğunu bilerek mi, bilmeyerek mi kendisini azmettirmişti? Kendini affedemediği bu cürümde, Miran'ın vicdanı bir silah olmuş, sürekli namlusunu kendisine doğrultuyordu. Bu azapla yaşayamayan Miran, Azize Aslanbey'in kışkırtmasıyla bu oyunu kabul ettiği için, sadece kendisine kızmaması gerektiğini anlamıştı. Bu defa o silahın namlusundaki hedef babaannesiydi ve sorduğu sorularının cevabını vermeliydi.
"BİLSEM DE FARK ETMEYECEKTİ!"
Azize Aslanbey torunu Miran'ı yıllarca bir intikam silahı gibi kullanmıştı. Amacı, Miran'ın kendi öz babası Hazar'ı, yine Miran'ın sıktığı kurşunla öldürtmekti. Azize'nin planları yolunda gitmemiş, torunu Miran'ın eline verdiği o silah, kendisine doğrultulmuştu. Azize Aslanbey laf oyunları ile yine Miran'ın aklını karıştırmaya çalışsa da, torununun babaannesine itimadı çoktan bitmişti. Reyyan'ın Hazar'ın kızı olduğunu bilmediğini söyleyen Azize, bilmiş olsa intikamını Gül'ün üzerinden kuracağını söylediğinde iyice Miran'ın gözünden düştü. Azize Aslanbey, Miran'ı hep en zayıf yerinden vurmuştu.
"O SİLAHI TUTTUYSAN SIKACAKSIN!"
Baştan beri annesini kullanarak kendisini kandıran babaannesine öfkesi dinmiyordu. Miran'ın öfkeden titreyen elinden silahı alan Azize, namluyu torununa çevirdi. Sonra da havaya çevirip, kurşun bitene kadar sıktı. "Bir daha bu silahı bana doğrulttuğunda, içindeki mermileri boşaltmadan beline takmayacaksın!" Boş silahı beline takan Miran, elini kana bulamaya bile değmeyeceğini düşündüğü babaannesini öylece avluda bırakıp gitti.