Ekin Mert Daymaz, Bi' Başka YouTube kanalında oyunculuğa başladığı ilk dönemde işine saygı duymadığını belirterek, "Geçen seneye kadar işimi ne aşkla yapıyordum ne de meslek olarak bakıyordum. Gerçekten en başında çalışmadım çabalamadım. Kabul etmedim bunu mesleğim olarak. İşime saygı duymadım. Eğlence benim için daha önemliydi. Ama bu durum son bir senedir çok değişti" dedi.
Kendi jenerasyonundan birçok oyuncunun tembellik yaptığını belirten Daymaz, "Benim de zamanında yaptığım gibi tembellik yapan çok oyuncu var. Ama gerçekten çabalayan ve çalışan zaten çok iyi yerlere geliyor. Çevremizde de örnekleri var. Sıyrılıyorlar aradan" şeklinde konuştu.
Pandemide neler yaptın? "Kendimi geliştirdim" diyenlerden misin yoksa "hayattan soğudum, hiçbir şey yapamadım" diyenlerden mi?
Herhalde Pandeminin en büyük faydasını gören insanlardanım. Hayattan soğudum diyemem. Görmediğim yönlerimi gördüm. Kendimle baş başa kaldım. Normal bir zamanda bunu yapamıyoruz. Ya çevremiz çok kalabalık oluyor ya da bu durumdan kaçıyoruz. Ama burada mecburen kendimle baş başa kalma durumunu deneyimledim, sorguladım. Hiç sormazdım, dağınık bir adamdım. Önemsemezdim hiçbir şeyi. Dönüp geçmişte yaptıklarıma, hatalarıma baktım. Gelecekte neler istediğimi düşündüm. O yüzden bu süreç benim için çok faydalı geçti.
Virüsün etkisinin ve kısıtlamaların azaldığı yaz aylarında "Gençliğim Eyvah" setine başladınız. O süreç nasıl ilerledi? Zorlandınız mı?
Bu süreçte en şanslı olan setlerden biriydik çünkü platoda çekiyorduk diziyi. En büyük artısı o. Diğer setlerdeki gibi her gün farklı mekânda ve kalabalıklar içinde çekmiyorduk. Açık havada çekimlerimizi gerçekleştirdik. Ben bu pandemi sürecinde hastalıktan korkmadım. Başıma da gelmesin şimdi, aman :) En başından beri dikkat ediyorum ama bir korku yok bende. Setimizde de bir vaka yaşanmadı. Şanslıydık. Güzel geçti set günlerimiz.
Şimdi yeni bir diziye başlayacaksın. Yeni bir projeye başlarken en büyük korkun veya çekincen ne olur?
Yeterli zaman olmazsa insan çekiniyor tabii. Bazen süreç çok hızlı gelişiyor. Bugün anlaşıp 2 gün sonra sete girdiğin oluyor. Ama bu işten hiçbir korkum yok. Çünkü bu sektöre başladığımdan beri hayallerimin arasında hep bir asker rolünü canlandırmak vardı. O yüzden hiçbir çekincem yok.
Liseye kadar çekingen biri olduğunu biliyorum, çocukken bile taklit yapmazmışsın etrafındakilere. Nasıl değişti bu durum? Oyunculuğa adapte olma süreci, dışa dönük olma hali ne zaman başladı?
Hiç bilmiyorum. Gerçekten çok çekingendim. O zamanlar kalabalık ortamlarda kendim olamıyordum. İnsanlarla konuşurken hep uzaktım. Hayatımda sadece basketbol vardı. Sosyalleşmenin derdinde değildim. Ama 20'li yaşlarımın başında bir kırılma noktası oldu. Nasıl oldu bilemiyorum ama.
Oyunculuk kariyerine 24 yaşında "Not Defteri" ile başladın. Modellikten oyunculuğa geçiş sürecin nasıl gerçekleşti?
Modelliğe başlamamın sebebi bu sektörün içinde bulunmaktı, İstanbul'a gelmekti. Biraz uzak yaşıyordum. Modellik benim için bir basamaktı. 1 sene modellik yaptım.
"ÖNYARGILARI KIRMAK İÇİN ÇALIŞTIM"
Önyargılarla karşılaştın mı? Karşılaştıysan bunları nasıl bertaraf ettin?
Tabii. Önyargı oluyor. "Buraya dış görünüşün sayesinde gelip oyunculuk mu yapıyorsun?" algısı oluyor. Kolaylık olduğu düşünülüyor. Bu algıyı kırmak için çalıştım.
Sette tüm ekibin eğlendiği oyunculardan mısın yoksa kök söktüren oyunculardan mı?
Ben aşırı eğlenceliyimdir. Haftanın 5-6 günü uzun saatler boyunca çalışıyorsun. Bu yoğun tempoya eğlence ekleyerek nefes alınacak ortam hazırlamak lazım. Ben çok neşeliyimdir.
Peki, işini aşkla yapan oyunculardan mısın yoksa bir meslek olarak mı bakıyorsun oyunculuğa?
Geçen seneye kadar işimi ne aşkla yapıyordum ne de meslek olarak bakıyordum. 2014'te başladım, 6-7 tane işim var. Gerçekten en başında çalışmadım çabalamadım. Kabul etmedim bunu mesleğim olarak. İşime saygı duymadım. Hiperaktif bir çocuktum ben. Eğlenmeyi, gezmeyi çok seven biriydim. Eğlence benim için daha önemliydi. Ama bu durum son bir senedir çok değişti. Pandeminin başında düşününce, hem bana güvenen insanlara hem kendime hem de bu mesleğe saygısızlık yaptığımı düşündüm ve değiştim.
Sevdiğin, ilgiyle takip ettiğin oyuncular kim?
Haluk Bilginer, Travis Fimmel, Tom Hardy.
"GERÇEKTEN ÇABALAYAN ARADAN SIYRILIYOR"
Senin jenerasyonundan oyuncuları nasıl buluyorsun?
Benim de zamanında yaptığım gibi tembellik yapan çok oyuncu var. Ama gerçekten çabalayan ve çalışan zaten çok iyi yerlere geliyor. Çevremizde de örnekleri var. Sıyrılıyorlar aradan.
Bugüne kadar en içine sinen işin hangisiydi?
Anlaştıktan sonra mutsuz olduğum işler de oldu. Karaktere alışamadığım, senaryosunu benimseyemediğim işler oldu. Ama hepsi bir tecrübeydi. Hepsinden bir şey öğrendim.
Sahip olduğun ünden memnun musun? Psikolojik baskı yaratıyor mu üzerinde?
Öncesinde nasıl davranıyorsam şimdi de öyle davranıyorum. Olumsuzluğunu yaşamadım.
Ekin Mert Daymaz'ın bir günü çalışmadığı zamanlarda nasıl geçer? Sosyal hayatta nasıl biridir? Nasıl bir arkadaştır? Nasıl bir sevgilidir?
Sarıyer'de ormanlık alanın içinde oturuyorum. Son iki senedir doğaya yöneldim. Eskiden kendimizden büyük abilerimizin kendilerini doğaya attığını gördüğümüzde "ne oluyor?" diyorduk. Şimdi anlıyorum. Doğada daha fazla vakit geçiriyorum. Köpeğimle, kedimle ilgileniyorum. Ailemi gidip görüyorum. Arkadaşlarımla vakit geçiriyorum.
Nasıl bir arkadaş, nasıl bir sevgilidir Ekin Mert Daymaz?
Bunu arkadaşlarıma ve eski sevgilime sormak lazım :)
Şu an hayatında biri var mı?
Yok :)
Bir ilişkinin içindeyken en berbat özelliğin ne olur?
Umursamazlık ve dengesizlik :)
Peki, Burak Çelik mi Yusuf Çim mi?
İkisiyle de ilişkim farklı. İkisiyle de aram iyi. Yaklaşık 10 yıldır birlikteyiz.
"KOBE BRYANT BENİM İDOLÜM"
Basketbola olan ilgini biliyorum. Kobe Bryant öldüğünde yaptığın paylaşıma "pes etmemeyi, vazgeçmemeyi senden öğrendim" notunu düşmüşsün. Senin için büyük anlam ifade eden bu sporla nasıl tanıştığını merak ediyorum.
8 yaşımda basketbol oynamaya başladım. Muhtemelen boyum uzun diye yolladılar beni. 20 yaşına kadar da birçok altyapıda oynadım. Kobe'nin yeri bende çok ayrıdır. Bir spor dalıyla ilgileniyorsan iyilerden kendine bir idol seçersin, onu takip edip peşinden gidersin. Odamda posterleri vardı. Uykusuz kalıp geceleri kalkarak maçlarını izlerdim. O benim için sadece bir basketbolcu değil. Beni motive eden şeylerin başında Kobe Bryant gelir. İşine tutkusu, çalışma azmi, insanlığı, sosyal hayatındaki yardımseverliği… Her yönüyle çok başka bir adam. Benim için çok ayrıdır.
"BENİ DİNLEMEDEN LİNÇ ETTİLER"
Sosyal medyadan aldığın en kötü veya en saçma yorum neydi?
Canımı sıkan bir olay olmuştu. Onu anlatmak istiyorum. Çünkü o dönemde konuşmamıştım konu hakkında. Askerlikle alakalı bir haberimden sonra kötü yorumlar almıştım. Bir magazinci arkadaşla Nişantaşı'nda karşılaştık, ayaküstü sohbet ettik. Nasıl geçtiğini sordu, ben de anlattım. Hatta esprisine koğuştaki horlama klasiğine atıfta bulunup "ilk 2 gün uyuyamadım" dedim. Ki ben hayatımdaki hiçbir şeyden şikâyetçi olmam. Her yerde uyuyabilirim. Bu olaydan sonra benim söylediğim cümlelerden "Ben uyuyamadım" lafını alıp servis etmişler. O dönemde de Fırat Kalkanı Operasyonu vardı. Birçok şehit vermiştik. Tam bu durumun üzerine böyle bir haber çıkınca insanların çok ağır tepkileri oldu. Ben ortaokulda tüm askeri lise sınavlarına girmiş bir insanım. Kazanamadım. Ama asker olmaktı hayalim. Bu algıyı düzeltmek istiyorum. Bu haberi ses getirmek için yapmışlar ama karşı tarafı hiç düşünmemişler. Bu durum beni çok üzdü. Herkesin kırmızı çizgisi vardır. Ailene, vatanına bir şey söylenirse tutamazsın kendini. Sosyal medyada da linç etmeyi seven bir kitle vardır ya. Küçük bir şey ararlar. Bu konuda da beni dinlemeden linç ettiler. Ona üzüldüm.
"ONA AŞIĞIM!"
Bugüne dek çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu kim?
Çok fazla var. En son işimde Günay Karacaoğlu'nu örnek verebilirim. Aşığım ona. Bu kadar neşeli ve pozitif bir insan olamaz. Arkadaşlarımla da oynadım, çok eğlendim. Ama son setim Gençliğim Eyvah benim için aşırı keyifliydi. Cengiz abi, Günay abla, Burak, Erdem… Çok eğleniyorduk. En eğlenerek çalıştığım işimdi. Kalkıp sete gülerek gidiyordum.