Eski İstanbul'un kalbi, Balat'ın köklü Roman mahallerinden Lonca'dayız... Şeker pembesinden fıstık yeşiline, mordan turuncuya rengarenk boyanmış gecekondularla, ileride bir kat daha çıkarız umuduyla demir filizleri dışarıda kalmış iki, üç katlı evlerle örülü daracık sokaklarda bir dükkan arıyoruz... Müzik mevzubahis olduğunda 'Romanların Elvis'i', moda söz konusuysa Romanların Cemil İpekçi'si namıyla anılan Murat Divandiler, nam-ı diğer Kobra Murat'ın terzi dükkanı aradığımız. Kobra Murat'ın Roman geleneğine uygun tasarlayıp diktiği rengarenk kostümleri bilmeyen yok... Sahnede ise şarkı söyleyerek Roman kültürünü yaşatıyor. Gökkuşağı gibi bir dükkan. Dikiş makinesinin başında kendisi. Etrafta sayamayacağımız renklilikte kostümler. Bir de taht yaptırmış kendine Kobra Murat, küçük bir kobra yılanı da takımın parçası...
Dükkana gelecek iki konuğumuz daha var. Biri Türkiye'de perküsyonun, özellikle darbukanın uluslararası yıldızı, dünyanın en önemli caz festivallerinde çalmış, hâlâ Sezen Aksu ve Tarkan gibi iki büyük stara sahnede eşlik eden Hamdi Akatay. Yazdığı, Anadolu ve Mezopotamya kültürünün ritimlerini anlatan kitap dünyanın pek çok konservatuvarında okutuluyor. Diğer konuğumuz ise, dünyaca ünlü pop starların; Sting'den Madonna'ya pek çok efsanenin eserlerini darbukalı, kemanlı, klarnetli Roman ve üslubuyla çalan Dolapdere Big Gang'in şefi ve klavyecisi ve şefi Gökay Süngü. Hamdi Akatay'ın yıllardan beri hayalini kurduğu, projelendirdiği fakat yerel yönetimlerden destek alamadıkları için yapamadığı dünyanın en büyük Roman festivali, Romanival'ı konuşacağız. 4 Mayıs'ta, Hıdırellez vesilesiyle İzmir Arena'da düzenlenecek olan karnavala Hüsnü Şenlendirici'nin de içinde bulunduğu Taksim Trio'dan Akatay'ın "İlle de Mozart Olsun" mottosuyla yola çıkıp Batı klasiklerini Roman üslubuyla yorumladığı Tepecik Filarmoni Orkestrası'na, artık dünyada bir efsane olan Dolapdere Big Gang grubundan Yunanistan'tan gelecek misafir Roman müzisyenlere, DJ'lere kadar pek çok isim katılacak. Ama bu sadece işin müzik kısmı.
İzmir Arena'da ayrıca Roman kültürünü yansıtan pazarlar, stantlar da kurulacak. Zaten Arena bir Roman mahallesi olarak tasarlanıyor... Yani Romanların renkli dünyasında bir gün geçirecek gelenler. Festivalin müzik direktörü ve fikir babası Hamdi Akatay yola nasıl çıktıklarını anlatarak başlıyor söze: Bizler hayatı hafifletmeyi, yarına umutla bakmayı seven insanlarız. "Bu çalışmayı Roman toplumuyla ilgili önyargıları kırmak için tasarladık aslında. İşin içinde müzik var ama asıl mesele kültürümüzü anlatmak. Yıllarca yerel yönetimlerden destek bulamadık ama bu yıl iki özel organizasyon firmasının desteğiyle gerçekleştirebiliyoruz."
YEŞİL YAPRAKLA DÖVERLER
Bilindiği gibi Hıdırellez 5 Mayıs gecesi başlıyor ve 6 Mayıs akşamı bitiyor. Bu yıl Ramazan dolayısıyla bu günü erken kutlamış olacaklar İzmir Arena'da. Peki Hıdırellez Romanlar için ne ifade ediyor. Söz 'Romanların Elvis'i' Kobra Murat'ta: "Biz yedi kuşaktır Loncalıyız. Bu mahalle Türkiye'nin en eski Roman semti. Hıdırellez bizim için kışın bitişi, baharın gelişi, yeni bir hayat, sağlıklı uzun ömür, aşk, para, yeşermek... Umut adına her şey. Ninelerimiz 5 Mayıs'ta sabaha karşı bütün pencereleri açarlar. O saatlerde Hızır Aleyhisselam'ın ev ev gezdiğine inanılır. Evimize gelsin diye, bereket versin diye. Yine annelerimiz, ninelerimiz o saatlerde yeşil yapraklarla bizi döverek uyandırır, yeşerelim, hayallerimiz gerçek olsun diye. Dualar eşliğinde. Hatta kimisi demirle vurur, demir gibi sağlıklı ve sağlam olalım diye. "Kalk ayağa, üç kere zıpla, dileklerini dile 'Kuş oldum uçuyorum' de derler." Peki müzik dışında festivalde neler olacak...
Yine Akatay anlatıyor: "Ben daha çok müzik kısmıyla ilgilendiğim için biraz özetleyeyim. Şakşuka mesela.. En başta. Bir de benim de çok sevdiğim çıplak diye bir yemeğimiz var. Bir tür börek. Mısır unu, borani ve pırasayla yapılır. Yokluk zamanında ninelerimizin yaptığı ve gelenekselleşen bir yemek. Ayrıca falcısından dilek ağacına pek çok ritüel orada yaşatılacak." Popüler Batı Müziği şarkılarına alaturka düzenlemeler yapan Dolapdere Big Gang grubunun şefi ve klavyecisi Gökay Süngü ise görüşmemizden birkaç saat önce Bulgaristan konserinden dönmüş. Yorgun biraz. Ama Romanival'ı iple çekiyor. Kendi gruplarının yerli ve yabancı dinleyicide yaptığı etkiyi anlatıyor son söz kabilinden: "Düşünün bir Madonna şarkısına nihavend keman taksimle giriyorsunuz. Sonra darbukalar, gitarlar, davul eşliğinde bir Madonna ya da Michael Jackson şarkısı başlıyor... Sonra bu tanıdık ama farklı şarkı şaşırtıyor onları. Yerli dinleyici ise yıllarca bildiği şarkıların içine giriyor. İşin özü bir Roman müzisyen dünyanın her yerinde dinleyicinin kalbine girmeyi çok iyi bilir."
DÜNYA BİZE KALMAYACAKSA NEYİ BÖLÜŞEMİYORUZ Kİ?
Normalde aslında düzenli olmasa da her yıl bütün Roman mahallerinde olduğu gibi Hıdırellez, Teneke Mahalle adıyla bilinen Tepecik'te düzenleniyor. Ve kayıtlara göre 1 milyona yakın insan katılıyor. Akatay, "İlk kez derli, toplu, dünya çapında bir Roman karnavalı olacak Romanival" diyor ve ekliyor: "Dağınık, derli toplu olmayan kutlamalar her zaman oldu, oluyor. Ama biz artık bu karnavalı güvenli ve düzenli bir ortamda gelenekselleştirmek istiyoruz. Roman kültürü 'Ayılana gazoz bayılana limon'dan ibaret değil. Müthiş bir müzik derinliği var. Sonuçta ritimler bu coğrafyanın ritimleri. Müthiş ağıtlarımız da vardır bizim. Ayrıca çok neşeli bir şarkıda bile hüznü duyabilirsiniz. Kimsenin yarına bir senedi olmadığını bilir Romanlar. O yüzden, o an, o saniye kıymetlidir. Böyle bir yaşam felsefesi vardır. Ama bunun içinde yardımlaşma, dayanışma ve tevazu vardır. 'Dünya bize kalmayacaksa neyi bölüşemiyoruz ki' inancı vardır."