Bir çocuğu "askerde", öteki çocuğu "dağda."
Diyarbakır'da "böyleleri" o kadar çok ki.
Aşağıdaki sözler bir kamu görevlisinin:
- 17 yaşındaki oğlum "dağa çıkacağım" diye tutturdu... Zor engel oldum... Ankara'nın yeni açılımı başarılı olsun diye dua ediyorum.
***
"Bu konu" açılınca, karşımızdakiler
"adımızı yazmayın" diyorlar.
Sonra da
"iki dağın arasında kalmışız" diye söze başlıyorlar.
Ne
"yardan" vazgeçiyorlar, ne de
"serden." Hem
"birlik, beraberlik, Cumhuriyet'e sadakatten" bahsediyorlar ve hem de
"kendi kimliklerine kültürlerine, oy verdikleri DTP'ye" sahip çıkıyorlar.
***
Atatürk'ün
"Şark Bülbülü" dediği,
"ağlama yar ağlama, mavi yazma bağlama" gibi pek çok türkünün derleyicisi Celal Güzelses'in
"bir türküsü" şu sıralar dillerden düşmüyor:
"İki dağın arasında kalmışam,
Bülbül gibi daldan dala konmuşam,
Ne gün gördüm ne de murad almışam."
***
Diyarbakırlı
"Kürt sorunu çözülsün, biz de artık gün görelim, murat alalım" arzusunda.