Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kuyruklu dizi dönemi başladı

Televizyonda "polemik yılı"nı yaşıyoruz. Karşılamaya hazırlandığımız yeni yıla da ekran polemikleri damgasını vuracağa benziyor. Artık her yeni dizi, beraberinde getirdiği yeni bir tartışmayı Türkiye'nin gündemine taşıyor. Binbir Gece'deki "Bir kadın çocuğunun sağlığı uğruna para karşılığı tanımadığı bir erkekle birlikte olur mu?" tartışmasının sonu gelecek gibi değil. Sıla'daki sevgililer ciddi bir kavşak noktasında; "Aşk mı üstün gelecek yoksa töre mi?" Sağır Oda'daki Aras Dağlı da "Aşk mı yoksa vatan sevgisi mi?" sorusunun karşılığını bulmaya çalışıyor. Hırsız-Polis'te düğümlenen soru ise "Aşk mı, kanun mu?" üzerine... Kadın Severse'nin beyin kıvrımlarımıza astığı soru çengeli ise "Aşk mı, şöhret mi?" şeklinde... atv'nin yeni başlayacak dizilerinden Bebeğim de toplumun gündemine yeni bir tartışmayı taşıyacağa benziyor: "Taşıyıcı annelik kahramanlık mı, yoksa ahlaksızlık mı?" Bir başka yeni atv dizisi Hayatım Sana Feda ise "Aşk her şeyi affeder mi?" sorusuna yanıt bulmaya çalışacak. Yaprak Dökümü de ilk bölümünden bu yana "Şerefli fukaralık mı, yoksa her dönemin adamı olup, oyunun çirkin kurallarına boyun eğerek lüks içinde yaşamak mı?" ikileminin üzerinde at koşturuyor. Görünen o ki, yeni dönemde her dizi ekranlara bir de soru işareti asacak. Peki dizilerdeki yol ayrımları nereden peydahlandı? Dizi karakterleri neden daima kavşakların önünde başlarını kaşıyorlar? Çünkü reyting başarısı artık tek başına reklamvereni tatmin etmiyor. Bir dizinin rakamsal başarısının yanı sıra toplumun çeşitli katmanlarında ne kadar tartışıldığı da önemli bir gösterge haline geldi. Dizilerin izlenme oranı kadar, kaç köşe yazısına konu olduğu da dikkate alınıyor. Sansasyonel dizinin reklamları zap'lanmıyor. Çünkü izleyici; küçük bir detayı dahi kaçırıp ertesi gün dost sohbetlerinde konuya Fransız kalmamak için reklam aralarında bile zap yapmıyor. Bu da reklamların izlenme oranını yükseltiyor. (Bilmeyenler için not: Sadece programların değil, program aralarındaki reklam kuşaklarının da izlenme oranları ölçülüyor...) Ülkemizin televizyoncuları, literatüre "kuyruklu dizi" kavramını kazandırmaktan onur duyar. Bir uçurtma, kuyruğu olmadan nasıl gökte tutunamıyorsa, polemik kuyruğundan yoksun bir dizi de bizim televizyon semalarımızda pike yapıp, yere çakılmaktan kurtulamıyor... İşte bu nedenle her diziye bir "kuyruk" takmak gerekiyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA