BU konuda asla kalem oynatmayı düşünmüyordum. Ama konu o kadar mıncıklandı, o kadar başka mecralara çekilip, hedefinden uzaklaştı ki dayanamadım... Fazıl Say, "Bu ülkeden gideceğim" deyince, peşine onlarcası takıldı. Meğer bu ülkeden gitme meraklısı amma da çok "vatandaş" (!) varmış?.. Polise kızan gitmeye kalkıyor, trafikten bunalan "Çekip gideceğim buralardan" diye yaygarayı basıyor. Geçenlerde Yılmaz Özdil yazdı. Fazıl Say'ın çekip, gitmeyi düşündüğü İsviçre'de son seçimi ırkçılar kazandı. Daha geçen hafta İskoçya'da iki Türk'ü sadece Türk oldukları için cinayet zanlısı olarak haksız yere iki buçuk ay hapiste çürütmediler mi? Fransa'da "Türkler, Ermeniler'e soykırım filan yapmadı" dediniz mi, kendinizi kodeste buluyorsunuz. Almanya'da Türk ve Yunan gençleri bir Alman'ı dövüyor. Yunan yerinde kalıyor, Türk'ü sınır dışı etmeye kalkıyorlar. Güneydoğu'da bebelere ateş açanların reisleri, Avrupa Parlamentosu'nda şeref konuğu olarak ağırlanıp, konuşma yapıyor... E öyleyse, gidin kardeşim, biz tutmayalım sizi... Ama ne olur mızmızlanmayın, bir an önce gidin. Hem ağlaşıp hem de oturduğunuz yerde popo büyütmeyin. Ben kalıyorum. Cahillikle, irtica tehlikesiyle, anti demokratik uygulamalarla, etnik ayrımcılıkla, enflasyonla, işsizlikle, trafik terörüyle, deprem aymazlığıyla, kültürel yozlaşmayla mücadele etmek için kalıyorum. Elim erdiğince, dilim döndüğünce savaşacağım... Sizlerse?.. Yürüyün, anca gidersiniz...