Okurumuz Mehmet Başak'ın dikkat çektiği konular önemli. Aynen yayınlıyorum: "Televizyon dünyamızdan aklıma takılan iki konudan dolayı rahatsız ettim sizi. Birincisi; son günlerde çıkan bir reklam. Malum, karı-koca deniz kenarında lüks ve rahat içinde bir durumda kendilerini hayal ederken, adamın biri gelir ve onları kendi hayallerinden para yüzünden kovar. Ne gariptir ki Türkiye'mizde, bir zamanlar varlık vergisi alınan bir ülkede, ne havası ne suyu bedava kalmıştı memleketimizin, bir tek hayallerimiz vardı onu da aldılar elimizden paramız yok diye! İkincisi ise Ezel dizisinden. Diziyi takip etmeye çalışıyorum ama tuhaf bir durum dikkatimi çekti. Geçmiş bölümlerden birinde Ezel'in kardeşi ve annesi mezarlık ziyaretinde belli ki yıllar sonra karşılaştıkları Eyşan'a öfke dolu sözler söylediler. Ama aynı çocuk (Ezel'in kardeşi adı Mert'ti sanırım) Cengiz onların evlerine ziyarete geldiğinde, bir sırtında taşımadığı kaldı. O derece samimi ve içli dışlıydılar. E bu çocuk Eyşan'a ağabeyine ettiği ihanetler için kızıyor da ağabeyinin kız arkadaşıyla evlenen Cengiz'le niye bu derece samimi oluyor, gerçekten anlamadım. Yoksa bu durumun bir açıklaması yapıldı da, ben mi kaçırıyorum? Gerçi diziyi baştan beri izliyorum ama..." "Ezel"le ilgili olarak sayın Mehmet Başak'ın işaret ettiği tuhaf durum pek çok okurumuz tarafından da köşemize "ihbar" edilmişti. Belki gelecek bölümlerde bunun mantıklı bir açıklaması yapılır. Bekleyip, görmekte fayda var. Ama "para için insanların hayal dünyalarından kovuldukları" reklam, benim de kanıma dokunmuştu. Tamam, insanlar geleceklerini garanti altına almak için şimdiden tasarruf yapmalı, para biriktirmeli, sigorta yaptırmalı v.s... Ama adam belki "günü yaşamak" ve gelecek için de sadece "hayal kurmak" istiyor, size ne kardeşim? Adamın hayalinin tam orta yerine "ipotek" koymaya ne hakkınız var? Ne demişler? İnsan, hayal ettiği sürece yaşar!.. Ne yani? Ekonomik durumları, para biriktirmeye yetmeyen insanlara hayal kurmak da mı yasak?