Şunu biliyoruz ki, İstanbul üşürse memleket üşür! Günlerdir bir telaş, bir panik. İstanbul'a kar yağacakmış, hem de sıcaklık eksi 2'ye falan düşecekmiş. Kaçınnnn, kendinizi sığınaklara atın. Durun be birader! Bir sakin, bir yavaş olun. Zannedersin ki tropikal bir iklimde yaşıyoruz da, bir anda kar haberi alınca ondandır bu korkunuz. Ya da sanki İstanbullular'ın başına kar değil, taş yağacak. Öyle bir telaş yaptı medya. Genelde Türkiye'yi İstanbul'dan ibaret, çıkardıkları gazetenin de İstanbul özel ilavesi, yaptıkları programın sadece İstanbul'a yayın yapan bir televizyon kanalı olduğunu sanıyorlar çünkü.

ORTALIĞI AYAĞA KALDIRDILAR
O kadar kendilerine dönükler ki, memleketin yarısı aylardır eksi derecelerde, dize kadar kar altında yaşıyor ama farkında değiller. İki kar tanesi serpiştirecek, soğuk azıcık içlerini ürpertecek diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Bu yazıyı yazarken bir yandan gözüm televizyonda. Kanalların sabah haberlerine bakıyorum arada... Sürekli canlı bağlantılarla İstanbul'un kar durumunu bildiriyorlar: - Şu anda Ataşehir semalarında birkaç kar tanesi görüldü... - Taksim'e ha yağdı ha yağacak, eli kulağında... - Anadolu Yakası'na daha çok yağacakmış diyorlar ama oradan Avrupa Yakası'na uçuşacak taneler için yetkililer yolları tuzladı, kar küreme araçları aportta! Rahat olun beyler, rahat olun! Ben bu aralar Doğu'ya çok sık gidip geliyorum. Malum benim manita geç kalınmış askerliği için şafak saymakta. Doğubeyazıt, Van, Kars, Iğdır... En son Kars'ta eksi 25'i gördüm. Gündüz epey düzeliyor ama; eksi 5 falan. Ve hayat tıkır tıkır yolunda devam ediyor. Kimsenin panik yaptığı yok! Yolda yürürken bir süre sonra soğuktan elini, ayağını, ağzını, burnunu kaybediyorsun o kadar. Ama ölmüyorsun işte! Yolu kapanmış dağ köyünde, ancak baharda gelecek yardımı bekleyen bir hasta değilsen eğer! Kısacası İstanbullu'nun kar paniği, bi tarafını görünce yara zanneden kedi psikolojisi gibi...