Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

İbadet ederken Allah görür

Dört büyük melekten birisi olan vahiy meleği Cebrail (as), bazen insan kılığında Peygamberimiz'in (sav) yanına gelip soru sormak suretiyle sahabeye dini telkin etmiştir. 'Cibril hadisi' adı verilen bu hadislerden bir tanesini Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'tan dinleyelim

Cebrail aleyhisselâm, Hz. Peygamber'in (sav) de aralarında bulunduğu bir sahabe topluluğuna insan suretinde gelmiş; iman, İslâm, ihsan ve kıyamet alâmetleri gibi bazı soruları Allah Rasûlü'ne sorarak cevaplarını almıştır. İşte Cebrail (as)'in bizzat soru sorarak ve cevaplarını tasdik ederek telkin ettiği bu hadise "Cibril hadisi" adı verilmiştir.
Abdullah b. Ömer'in, babası Hz. Ömer'den naklettiği bu hadis şöyledir:
"Bir gün Rasûlullah (sav)'in yanında bulunduğumuz sırada aniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor, bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğruca Peygamber (sav)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve: "Ya Muhammed! Bana İslâm'ın ne olduğunu söyle?" dedi. Rasûlullah (sav): "İslâm; Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i hac etmendir" buyurdu. O zat: "Doğru söyledin" dedi. Babam dedi ki: "Biz buna hayret ettik. Zira hem soruyor, hem de tasdik ediyordu."
"Bana imandan haber ver" dedi. Rasûlullah (sav): "Allah'a, Allah'ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe inanman, bir de kadere, hayrına şerrine inanmandır" buyurdu. O zât yine: "Doğru söyledin" dedi.
Bu sefer o "Bana ihsandan haber ver" dedi.
Rasûlullah (sav): " Allah'a O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da, o seni muhakkak görür" buyurdu.
O zat: "Bana kıyametten haber ver" dedi. Rasûlullah (sav) "Bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha çok bilgi sahibi değildir" buyurdular.
"O halde bana alâmetlerinden haber ver" dedi.
Peygamber (sav): "Câriyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir" buyurdu.
Babam dedi ki: "Bundan sonra o zat gitti. Ben bir süre bekledim. Sonunda Allah Rasûlü bana 'Ya Ömer! O soru soran zatın kim olduğunu biliyor musun?' dedi. 'Allah ve Rasûlü bilir' dedim."
"O Cibrîl'di. Size dininizi öğretmeye gelmişti" buyurdular. (Buhârî, İman 1; Müslim, İman 1).

SORU - CEVAP

Kabir azabı var mıdır?
Kabir azabı ve kabir nimeti vardır. Şehitlerden bahsedilirken: "... Allah katında rızıklanıyorlar" (Ali İmran 169) buyruluyor. Nuh kavmi için "Suda boğuldular ve ateşe sokuldular" (Nuh, 25) buyruluyor. Ayrıca (İbrahim 27; Taha 24; Mümin 46) kabir azabına işaret eder. Bu konuda hadisler mevcuttur. Tercümesini verdiğim iki ayette de -Nuh 25; Ali İmran 16- şu anda nimetin ve azabın olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.) ileride kabir azabını inkâr edecek insanların çıkacağını bir mucize olarak haber veriyor.

Türbelerden şifa beklenir mi?
Türbelerden şifa beklenmez. Şifa Allah'tan istenir. Ama türbe ziyareti usulüne uygun şekilde yapılırsa sevap olur. Zira türbe neticede mezarlıktır. Peygamberimiz (sav) mezar ziyaretini tavsiye ediyor. Ama bidatten uzak durarak bu ziyareti yapmalıyız. Orada dua edip ibret almalıyız.

Mezar sıkıştırması diye bir şey var mı?
Peygamberimiz (sav) mezara giren herkesin mezar tarafından sıkıştırılacağını haber veriyor. Mezarın mümini sıkıştırması bir annenin çocuğunu kucaklaması gibidir. İmansız bir insanı sıkıştırması ise başka türlü olacaktır. Hz. Peygamber (sav) hiç kimsenin bu durumdan istisna tutulamayacağını bildiriyor. Ama önemli olan mezara ve ahirete hazırlıklı olmaktır.

BÜYÜKLERİN DUALARI

İbrahim Ethem'in duası
Rabim! Sen fazilet sahibisin. İnsanlara sınırsız verensin.
Ben hatalarla doluyum, affet beni! Senin hakkında şöyle düşünürüm:
Derim ki; Rabbim beni bağışla. Bu duam gerçek olsun. Bağışla beni, ne olur! Bana azap etme. Ben kabul ediyorum. Evet, nefsime ilân ettim günahlarımı. İnsanlar beni iyi birisi sanıyor. Hâlbuki sen beni affetmezsen insanların en kötüsüyüm Ya Rabbi! Senin isyankâr kulun sana geldi işte. Günahlarını da kabul ediyor. Bütün bu günahlarıma rağmen sen beni affedersen seni şanındandır. Bunu beklerim. Beni kovarsan peki kime sığınırım? Bütün günahlarım için dua ediyorum. Eğer ihlâsım varsa, iyi niyetle yaptığım bütün tövbeleri kabul et, kurtar beni! Ey yardım isteyenlerin sığınağı! Sana sığındım. O zor günde, herkesin alnından tutulduğu o günde sen beni bağışla. Beni terk etme.

BİR AYET

(Rasûlüm!)
Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. (Nur 30)

BİR HADİS

"Allah'a
ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin, ya sussun!" (Buhari 13/6099)

BİR SEVAP

Kuşluk Namazı Kılmak
"Sabahleyin azalarınızın her birisi için bir sadaka vermelisiniz; her tesbih (Sübhanallah) bir sadakadır, her tahmid (Elhamdülillah) bir sadakadır, her tehlil (la ilahe illallah) bir sadakadır, her tekbir ( Allahu Ekber) bir sadakadır. İyiyi emretmek bir sadakadır, kötülükten alıkoymak bir sadakadır. Kılınacak olan iki rekât kuşluk namazı bunların hepsinin yerini tutar."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA