Uzun yıllar önce, Çinli Li Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Hayat çekilmez hale gelmiştir. Bitmez tükenmez kavgalar birbirini takip eder. Bir gün genç kadın, bir bilge kişiye başvurur. Adam ona, çeşitli maddelerden hazırladığı bir zehir verir. Sıkı sıkı da tembih eder: "Bu zehirden her gün azar azar kayınvalidenin yemeğine katacaksın. Ama hiç kimsenin bir şey fark etmemesi için, hem kaynanana çok iyi davranacaksın, hem de onun yiyeceği yemekleri çok lezzetli olarak sen pişireceksin; kendi elinle ona yedireceksin."
Kız, denileni yapar. Kimse şüphelenmesin diye kaynanasına çok iyi davranır. Bir süre sonra, kayınvalidesinin değiştiğini görür. Artık ona kendi kızı gibi davranmaktadır. Genç kadın Li Li üzülür; gene o bilge kişiye koşar; panzehir ister. Yaşlı adam, gülerek, Li Li'nin içini rahatlatır: "Sana verdiklerim sadece vitamindi. Gerçek zehir beyinlerinizdeydi. Sen ona iyi davrandıkça, o sana karşılığını verdi ve nefret yerini sevgiye bıraktı. Böylece gerçekten ana kız gibi oldunuz."
Eski bir Çin atasözü şöyle der: "Gül veren elde gül kokusu kalır." Sevilen insan, sevgisini başka insanlarla paylaşan insandır.