CHP'deki kargaşanın son bulması, Kurultay'ın birlik ve beraberlik içinde geçmesine bağlı. Aksi takdirde, Kemal Kılıçdaroğlu, hedeflediği sonuca ulaşamaz. Yapılan kamuoyu araştırmaları, CHP'nin % 25-27 bandında seyrettiğini gösteriyor. Meselâ, Andy-ar şirketinin sonuçları.
Geçmişe dönük ve mukayeseli olarak yayınlayalım:
"Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?"
Referandum öncesi: AK Parti % 41.9, CHP % 26.8, MHP % 11.9, BDP % 5.5, Saadet % 4.6,
Referandum sonrası: AK Parti % 44.1, CHP % 25.3, MHP % 10.3, Saadet % 5.8, BDP % 5.7,
Kasım 2010: AK Parti: % 46.4, CHP: % 24.7, MHP: % 10.2, BDP: % 5.9, Saadet: % 1.4, Has Parti: % 2.1(Numan Kurtulmuş'un yeni partisi)
AK Parti, hem referandumdan aldığı havayla, hem de parçalanan Saadet Partisi'nden gelen katılımlarla, kasım ayında ilerlemeye devam ediyor. CHP ile MHP, aşağı yukarı aynı seviyede.
CHP Kurultayı'nın yeni tartışmalara sebebiyet vermeyecek şekilde, sükûnet içinde cereyan etmesi önemli ama Kılıçdaroğlu söylemine de özen göstermeli. Meselâ, "Ergenekoncu" diye değerlendirilebilecek bir tavırdan vazgeçmeli. CHP Genel Başkanı, Erdoğan'ın İsviçre bankalarında hesabı olduğuna dair iddiaları sert bir dille yalanlaması üzerine, Twitter'a şöyle bir mesaj koydu: "İddialarla insanları yargılamak yanlış. Ama mahkemesiz, delilsiz, tevatürle (söylentiyle) Türkiye'nin en muteber insanları zindanlara atılırken, aynı hassasiyeti gösterseydiniz, daha inandırıcı olurdunuz."
Bu ne demek? Ergenekon'dan, insanlar, yargısız infaza uğruyor, ama siz onlara sahip çıkmıyorsunuz. Bundan başka anlamı var mı? Ergenekon davasının belgelerini, "hiç" mertebesine indiren ve büyükelçilerin yazdıkları raporlarla eşdeğer olduğunu ihsas eden bir zihniyet, değişen CHP'yi temsil edebilir mi? Tutuklu yargılanmaya karşı çıkmak doğal fakat çok sayıda mahkemede, birçok hâkim ve savcının elinden geçen ve ciddi bulunan belgeleri, "fasa fiso" olarak göstermek, neyle izah edilebilir? Aymazlık mı? Bilgisizlik mi? Yoksa art niyet mi?