Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Neden daha önce Predator almadık?

İyi ki, İsrail ile ihtilâf yüzünden tamire gönderilen Heronlar Türkiye'ye geri gelmedi de, biz ABD yapımı Predatorların peşine düştük. Bu araçlar, sadece teröristleri tespit etmiyor, aynı zamanda hedefi belirleyip, vuruyor.
Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in internete düşen ve Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin zaaflarını sergileyen sözlerinden sonra, Sabah'taki sütunumda "Neden tedbir alınmıyor?" diye sormuş ve birkaç madde sıralamıştım. O tarihte, Predator nedir, uzman olmayan herkes gibi ben de bilmiyordum. Ama teknolojinin bu kadar ilerlediği dünyamızda, hedefi vurabilecek insansız hava araçlarının da geliştirildiğini düşünüyordum. "Tespit edilen terörist gruba, uzaktan kumandayla ateş eden, füze fırlatan bir teknoloji kullanılamaz mı?" diye sormuştum.
Benim Predator'dan haberdar olmamam doğal da, herhalde komutanlarımız, böyle bir aracın mevcudiyetinin farkındaydılar. O zaman niçin bu imkândan yoksun olan Heronlara 1998'de (28 Şubat sürecinde) fit olduk? Amerika'nın Predatorları satması için Kongre'nin onayı gerekiyor fakat acaba böyle bir ihtiyacı seslendirdik mi? Seslendirsek bile, gerekli ısrarı sergiledik mi? Predatorlar tam da bizim ihtiyacımız olan uçaklar.
Bir yandan, mayına dayanıklı Kirpileri hangarda muhafaza et, erlerimiz mayınla şehit düşsün; öte yandan koordinasyonsuzluk yüzünden, Heronlardan gelen bilgileri bile zamanında kullanma, karakollar basılsın. Karakolları korumak için daha ileri mevzide oluşturduğumuz kum torbası siperler saldırıya uğrasın; tehlikesi bilinmesine rağmen, kum torbasından vazgeçme, cephedeki erleri hedef haline getir. Daha gelişmiş Predatorlar yerine, aynı beceriye sahip olmayan ikinci sınıf Heronları İsrail'den temin et!!!
Ölmüşüz de ağlayanımız yok!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA