Çok değil, 28 Mart öncesiydi. İstanbul'un bütün billboard'ları gülen bir adamın afişleriyle donatılmıştı. Başında iş şapkası, yüzünde tebessümüyle İstanbulluları selamlıyordu. Afişlerin ortak sloganı: 50 günde 100 proje... Gülen adam Ali Müfit Gürtuna'ydı. O günün Büyükşehir Belediye Başkanı...
Projenin amacı, İstanbul'un çehresini değiştirmek. Peki sonra ne oldu?
Sonrası malum, Ali Müfit Gürtuna AK Parti'den beklediği adaylığı alamayınca çekip gitti.
Hem de... Arkasına hiç bakmadan. Çünkü baksaydı arkasında devasa sorunlar kaldığını görecekti. İşte o sorunlar şimdi Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın kucağında. Topbaş'ın bu konuda rahatsız olduğunu biliyorum, hatta AK Parti İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu birçok projenin rantabl olmadığını da söyledi.
Gerçekten de görünen manzara üzüntü verici. Birçok proje yarım kaldı. Müteahhitler parasını alamadı. İstanbullular bitmeyen yollar, yarım kalan inşaatlar nedeniyle perişan oldu.
İşin bir yanı bu, bir yanı da bize maliyeti. Yani her İstanbullu bu proje için bir fatura ödedi. Şimdi bizim cebimizden çıkan paralarla yapılmayan projeleri konuşuyoruz. Ve bu işin sorumlusunu arıyoruz...
Örneğin Bağdat Caddesi'nin bir yıldır bitmeyen yenilenme çalışmasının maliyeti ne? Sadece proje maliyeti 25 milyon dolar deniliyor. Peki bir caddenin yenilenmesi için 25 milyon dolar harcamak acil miydi?
Şu bitmeyen ve İstanbulluları, perişan eden Karaköy-Kabataş Tramvay Hattı'na ne demeli? İşin doğrusu nereye ne harcandı, İstanbulluların cebinden kaç milyon dolar çıktı, projeler ihtiyaçlara cevap vermek için mi yapıldı bilmiyoruz. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a İstanbul kamuoyunun vicdanını rahatsız eden birkaç sorum var;
- Şu 100 proje için ne düşünüyorsunuz?
- Kaç projeyi durdurdunuz, neden?
- İstanbullu'nun cebinden kaç para çöpe atıldı?
- Bu projeler doğru proje olmadığı için mi, yoksa Sadece Ali Müfit Gürtuna yaptı diye mi yarım bırakıldı?
Cevabı merakla bekliyorum...