Yerel seçime şunun şurasında üç ay gibi bir süre kaldı. Ama başta AK Parti olmak üzere hiçbir parti önemli adaylarını açıklamadı. En ilginci, ana muhalefet partisi CHP'nin seçime 6 ay kala adaylarını açıklayacağını söylemesiydi.
Anlaşılan partiler aday bulmakta hayli zorlanıyor. Zaten bugüne kadar kamuoyunu etkileyen, "İşte aday dediğin böyle olur"
dedirtecek bir isim de ortaya çıkmadı.
Bu gerçek en çarpıcı biçimde İstanbul'da ve İstanbul AK Parti'de gözleniyor.
İstanbul'un 39 ilçesi var ve bugüne kadar yapılan başvurular parti tabanında tam anlamıyla hayal kırıklığı yarattı.
Deneyimli siyasetçiler bu durumu "şaşkınlık verici" olarak niteliyor. Düşünsenize söz konusu olan bir "dünya kenti" İstanbul ve iktidar partisi AK Parti.
Dışarıdan bakanlar İstanbul'un ilçeleri için akın akın adaylık başvuru olduğunu sanır. Oysa gerçek böyle değil. Belediye başkanlığı için de, meclis üyelikleri için de beklenin çok altında bir başvuru var.
Bir AK Partili şöyle diyor:
"Dikkat ettiyseniz başvuru tarihini bu nedenle uzattılar. Başvuru sayıları çok az. Özellikle belediye meclis üyelikleri için sayı 1015'i geçmiyor. Eskiden 100'ü geçerdi."
Gerçekten ilginç bir durum...
AK Parti'nin İstanbul başvuruları listesi elimde. Tablo parlak değil. Düşünsenize geçen seçimlerde Ümraniye'de 18 aday adayı varken, bugün başvuru sayısı sadece iki. Bir de mevcut belediye başkanı. Çatalca'da ise sadece bir başvuru var. O da şu andaki belediye başkanı.
Yine ilginçtir en yoğun başvuru 16 kişiyle Maltepe'de gerçekleşiyor. Onu 15 kişiyle yeni ilçelerden Sancaktepe, 13 kişiyle Ataşehir, 10 kişiyle Çekmeköy ve 12 kişiyle Fatih izliyor.
Beyoğlu gibi önemli bir ilçede aday adayı sayısı 2, Pendik'te ise sadece 3.
Meclis üyeliklerinde ise bir ilçenin çıkaracağı toplam meclis üyesi sayısına ulaşan ilçe yok gibi.
Peki, başvurulardaki azlığın nedeni ne?
Bir AK Partili uzman şöyle diyor:
"Birincisi mevcut başkanlarla kimse çalışmak istemiyor. Çünkü onların kendi listeleri olacak diye bekleniyor. İkincisi ise İstanbul'da hep şöyle bir şey dolaşıyor: Başbakan'ın cebinde bir liste var, bunu bir tek Kadir Bey kısmen biliyor. Bu liste dışındakilerin aday olması hikâye... 'Boşuna uğraşmayın' deniliyor. Herkesi ezdiler, kim adaylık fikrini açıklasa, 'Ya git işine kardeşim, orada daha güçlü adaylar var' deniliyor. İnsanların morali bozuluyor. Bizimle dalga geçerler diye düşünüyorlar."
Toplum mühendisliği nasıl toplumu dar bir kalıba sokarak boğuyorsa, siyaset mühendisliği de böyle kısırlaştırıyor...
Sonuca pek de şaşırmamak gerekiyor.
Siyaset, özgür yapılmadığı sürece bunun değişeceği de yok.
Aynı şeyi diğer partilerde de görmek mümkün.