Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

“Deney hayvanı değilim!” isyanı..

Başlıkta, tırnak içinde olan sözler bu gazetede her gün yayınlanan ve en çok okunan "Uzaktan Kumanda" yazarı Yüksel Aytuğ'a ait..
Maaşı ne kadar bilmem ama, Yüksel'e bu gazete her ay en büyük parayı "Yıpranma tazminatı" olarak vermeli..
Çünkü görevi televizyon izlemek ve yazmak..
Ve de bu ülkede televizyon izlemek, hele izlemeye mahkum olmak kadar büyük işkence yok..
Yüksel perşembe günü "Deney Havyanı değilim" diye isyan eden yazısında, reklamlar yüzünden televizyon izlemenin nasıl bir Çin İşkencesi olduğunu olağanüstü anlatmış. Çarpıcı yazısı şöyle bitiyor..
"Örneğin, bir reklamda aynı kelimeyi arka arkaya üçten fazla kullanmak yasaktır. Çünkü bu, izleyiciyi şartlı reflekse bağlamak üzere, Pavlov'un köpeklerine reva gördüğünden farklı bir uygulama değildir. Peki aynı reklamı yedi dakika içinde beş kez izletmek? Buradan tüm ekran başı işkencesine maruz kalanlar adına haykırıyorum: Ben kobay değilim."

Ne yazık ki öylesin Yüksel.. Hepimiz öyleyiz.. Çünkü bu ülke televizyon izleyicisine yıllardır hayvan muamelesi yapıyor.. Çünkü bu ülkede, dünyanın hiçbir uygar ülkesinde olmayan bir "Reklam İşkencesi" uygulaması var.. Ve bu ülkede, sorumlu kurumlar ve kişiler bu işkenceye yıllardır seyirci kalıyorlar.
Hiçbirinin aklına "Yahu Amerika'da bu iş nasıl?. İngiltere ne yapıyor?. Ya Fransa, Almanya" demek gelmiyor mesela..
Gelse, bizdeki "Türk insanını hayvan yerine koyma uygulaması"nı sona erdirecekler. Ama istemiyorlar. Çünkü, ekran başındaki seyirciyi çıldırtan, deli eden, insanlıktan çıkarıp hayvanlaştıran o reklamlardan elde edilen gelirin yüzde 5'i onlara gidiyor..
RTÜK diye bir kurum var.. Radyo Televizyon Üst Kurulu demek.. O reklamlarla ilgili yönetmeliği yapmak onların görevi.. Yapmışlar da.. Ama tüm kanallar o yönetmeliği delik deşik ediyorlar, Allahın günü.. Paçavraya çeviriyorlar. RTÜK'ün mazereti.. "Efendim kaçak yol buluyorlarmış!.."
Güldürmeyin beni.. Yetki sende.. O zaman kaçamağı olmayan yönetmelik yap.. El oğlu nasıl yapmış?. Verin bana yetkiyi, size 48 saatte kaçamağı olmayan yönetmelik yapayım.. Ama işinize gelmez.. Yüzde 5'ler azalır o zaman!.
Peki RTÜK niye yapmıyor o yönetmeliği.. Yapamadığından değil.. Yaptırmıyorlar da ondan..
Şikayetler arş-ı alaya çıkınca, geçen sene, futbol maçı yayınlarını iğrençleştiren, dünyanın en kötü naklen yayınını yapıp, her maç günü milyonlarca izleticiyi delirten LigTV arsızlık ve utanmazlığına son vermek için, bir canlı yayın yönetmeliği hazırladılar.. Hem de ittifakla aldılar kararı.. Her partinin ayrı ayrı temsilcilerinden oluşan bir kurum ilk defa bir konuda birleşti.. Yönetmelik geçen yıl kasım ayında Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere, RTÜK'ün bağlı olduğu Devlet Bakanlığı'na gönderildi.
Bakanın, özerk bir kurum olan RTÜK kararları üzerinde yasal bir yetkisi yoktu. Ne iade edebilir, ne de tek kelimesini düzeltebilirdi. Yapacağı tek şey, gelen yönetmeliği, yayın için Resmi Gazete'ye göndermekti.
Biz de o zaman size müjdeledik..
"Ligin ikinci yarısını kirli olmayan bir ekrandan, temiz yayınla izleyeceksiniz" dedik.. Ve dediğimizle kaldık.
Devlet Bakanı, halkı işkenceden kurtaracak yönetmeliği Resmi Gazete'ye yollamadı. O yönetmelik tam sekiz aydır, masasında sumen altı.. Bekliyor.. Niye bekliyor bilemem.. Kaderi ne olur, onu da bilemem..
Çünkü ne Bakanlık bir açıklama yapıyor, ne de adam yerine konmayan RTÜK, "Yahu benim hazırladığım yönetmelik ne oldu" diye hesap sormaya cesaret ediyor.. Rezilliği kabullenmiş, susmuş oturuyorlar..
Ve de biz, hayvan yerine konmuş, Türk sporseverleri Sevgili Yüksel, o rezil ekranları sağlığımızı kaybetme pahasına izlemeye zorlanıyoruz.
"Ben deney hayvanı değilim" diye boşuna gırtlağını yırtma..
Sus.. Otur.. Seyret ve yaz!.
Yaz, içini boşalt ki, hiç değilse ruh hastası olmayasın!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA