İlk yazıları Konya'da Babalık gazetesinde, ilk şiiri Hayat dergisinde çıktı (1929). Ankara'da Behçet Kemal Çağlar, Samet Ağaoğlu, İbrahim Saffet Omay, Cevat Perin, Hıfzı Oğuz Bekata, Ahmet Muhip Dıranas gibi genç yazarlarla birlikte Genç Türk Edebiyat Birliği adlı derneğin kuruluşuna katıldı. Bu derneğin yayın organı Hep Gençlik dergisinde (4 sayı, 1930) şiirlerini yayımladı. Daha sonra Servetifünun- Uyanış, Varlık (1933-38) ve Çığır dergilerinde yazdı. 1930-35 arası Türk şiirinin başarılı temsilcilerinden biri olarak kabul edildi. 1950'den sonra şiir yazmayı bıraktı. Yurt güzellikleri, tarih gururu, aşk sevinci ve üzüntüleri temalarını işlediği geleneksel biçimlere bağlı şiirleriyle tanındı. Genel olarak heceyi ve koşma biçimini, bazen de aruzu, soneyi ve başka nazını biçimlerini kullandı. B. Necatigil'in değerlendirmesiyle, "Mısralarında sese, buluşlarında inceliğe dikkat etti." A. M. Dıranas, Hamit Macit Selekler ile Ziya Osman Saba'mn şiirlerinin yakınlıklarına dikkat çekmiş, ancak aralarındaki farkı şöyle belirtmiştir: "Hamit daha biçimci, daha plastik ve daha aydınlıktır." Ankara Hukuk Fakültesi'ni (1931) bitiren Hamit Macit Selekler, meslek olarak hakimliği seçti. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde savcılık, hâkimlik ve müfettişlik yaptı. Yargıtay'da ve Yüksek Hâkimler Kurulu'nda üye olarak bulundu (1963). Hamit Macit Selekler evlendikten sonra şiir ve edebiyatla ilgisini hiç kesmemiş olmasına rağmen çok nadir şiir yazar oldu. Sevgili oğlu Rüştü'nün çok küçük yaşta ölümü, onun yeni şiirleriyle tekrar edebiyat dünyasına dönmesine neden oldu.
Hamit Macit'ten bir Antalya şiiri:
IŞIKLAR VE SESLER MEMLEKETİNDE
Toros Ötesinde bozkır - yayla'dan Sahile inerek birkaç kahraman Burda yurtlarını kursalar gerek:
Kıyı, birdenbire denizden yüksek Kayaları, derin uğultuları, Yeşil bahçeleri, düşer - suları, Dut ve portakal ağaçları var.
Şimdi de bir ipek kozası kadar Beyaz parıltılar içinde şehir Sabahla açılıp çözülmektedir.
Topla, ak alnına dağılmış saçın; Ağır perdeleri yarı açmışsın Dışardan dağınık renkler geliyor, Bir gündüz doğuyor ve yükseliyor Düşüyor avcuma gün yaprak yaprak Işık içindesin, ışıkta kalmak, Suya bir bardak su dökülmüş gibi Seni belli etmez. Bir gülmüş gibi Yalnız dudakların görünür, yüzün Gölgeye çekil de bana görünsün.
Sesini duyayım adını çağır, Dünyamız bir sonsuz ses dünyasıdır.
İstiyorum ben de içten taşarak Bu gürültülerin üstüne çıkmak.
Madem görüyor seni gözlerim, Nisan sabahına yemin ederim Ki sesim andırıp gergin bir yayı, Anlatacak seni ve Antalya'yı.
KARDEŞİ ADNAN SELEKLER ANLATTI:
"Ağabeyim, ilham geldiği zaman, evimizin salonunda bir baştan bir başa yürür; sanki transa girmiş gibi olurdu. Şiirlerini, ayakta, dolaşarak yazardı. Türk Edebiyatında Yahya Kemal'i üstad kabul eder, Faruk Nafiz'i, Necip Fazıl'ı beğenirdi. Sonraları Ahmet Muhip de beğendiği şairler arasına girdi. Hamit Macit'in hafızası rakipsizdi. İnandırıcı olacağımı bilsem gösterilerinden bir kaçını anlatmak isterdim. Divan, Tanzimat, Serveti Fünun, Fecri Ati, Yedi Meş'ale, Cumhuriyet dönemi şairlerinden binlerce mısra hafızasındaydı. Bu şiirleri, kulağa çok hoş gelen ahenkli bir sesle okurdu. Dile ve edebiyat kurallarına hakimdi. Bir sene ağabeyim yaz tatilinde yanımızda. Ankara Hukuk Fakültesi'nden arkadaşı Avni Givda'dan hüzünlü bir mektup aldı. Givda'nın sevdiği kız bir başkasıyla evlenmiş. Mektup, "Ne olursun Hamit, hissiyatımı, yazacağın bir şiirle dile getir" ricasıyla son buluyordu. "Yüzünü ben çizdim bir resim gibi" mısrası ile başlayan ünlü resim şiiri bundan sonra yazılmıştır. Ağabeyimin Kal şiiri, edebiyat kitaplarında sonnet türünün en başarılı örneklerinden olarak gösterilir." İşte o şiirin kıtası:
KAL
Gün soldu, vakit geç, gitme bırak, kal
Omuzlarında şal, başında örtü,
Odamda hülyalı bir akşam üstü
Gölgeler içinde renk ve dudak kal.
ŞİİRİMİZİN BAŞARILI TEMSİLCİLERİNDEN BİRİYDİ
1930-1945 arası şiirimizin başarılı temsilcilerinden biriydi. Yurt güzellikleri, tarih gururu, aşk sevinç ve üzüntüleri üzerine yazdı, genel olarak heceyi ve koşma şeklini, bazen de aruzu, soneyi ve başka nazım şekillerini kullandı. Mısralarında sese, buluşlarında inceliğe dikkat etti. Hâmit Macit'in şiir yazma heyecanını ve zevkini canlı tutan genellikle çok sevdiği arkadaşları Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Kemal Çağlar ve Avni Givda olmuştur. Sanat yönünden kendisine ilgi gösteren ve teşvik edenler de bir zamanlar Servet-i Fünun - Uyanış dergisini yöneten Halit Fahri Ozansoy, eski Hayat mecmuasını idare eden Faruk Nafiz ve Varlık dergisinin kurucusu Yaşar Nabi Nayır olmuştur.
ÜNLÜ HOCALARI VARDI
Îlk sanat ve şiir sevgisini kendisine aşılayan ve gördükleri istidat dolayısıyla şiirin iklimine doğru çekmeye çalışan hocaları Ahmet Hamdi Tanpınar, Suat Salih Asral, Sadettin Nüzhet Ergun'dur. Hamit Macit'in "Sulh ve Diğer Şiirler" (1944) ile "İyilik" (1956) adlı iki şiir kitabı yanında; Anayasa, Toprak kanunu, İzahlı Milli Koruma Kanunu gbi mesleki kitapları vardır 23 Ocak 1974'te Ankara'da ölen Hamit Macit'in mezarı Antalya'dadır.