Hiç şaşırmadın, beklenen oldu… CHP'nin Antalya Büyükşehir Adayı olarak, onların deyişi ile
'hocalarını' açıklamalarından bahsediyorum… CHP'nin tepesi bu konuda hiç risk almadan hareket etti. Bir önceki 2009 seçimlerinde sürpriz yaparak Antalya'da kazanan Akaydın'ı bir kez daha aday gösterdi.
İster "Dere geçerken at değiştirilmez" deyin, ister CHP'li yöneticilerin
sıfır riski deyin, Akaydın'ın adaylığı
zaruretten kaynaklandı.
CHP Genel Merkezi, yeni aday arayışına girmektense, ellerinde seçim kazanmış Akaydın'ı tekrar sahaya sürerek, olası bir
tepkinin de önünü kesmiş oldu.
Eğer Akaydın yerine başka bir aday gösterseydiler, seçim kaybedilince "2009'da Antalya'da Büyükşehir'i kazanan bir Akaydın varken, neden değişik bir isimle seçime girdiniz" sorusunun muhatabı olmayı şimdiden önlediler.
Bu halde
seçimi kaybetseler dahi ki çok büyük bir oranda öyle görülüyor, "Bir kez kazanmış adayı tekrar gösterdik, o zaman kazanmıştı, şimdi kaybetti" diyerek, risklerini nötrleştirmiş olarak tabanına yanıt verecek bir doneye sahip olacaklardır.
İşin özü, CHP'nin kurmayları
Antalya'da sorumluluktan sıyrılacak formülü bulmuş ve Akaydın üzerinde uygulamışlardır.
Akaydın'ın ileriye dönük emellerinin önünü kesmişlerdir. İkinci bir
Sarıgül vakası yaratmamanın yolunu bulmuşlardır.
Peki şimdi ne olacak?
Bu sorunun yanıtlarını bir önceki seçime bakarak bulmaya çalışırsak, karşımıza Yine Akaydın, O Akaydın, Bu Akaydın seçeneğinden başka bir şey çıkmıyor.
Yalnız şimdi arada büyük farklar mevcut… O dönemde Akaydın, Antalya halkı tarafından pek fazla bilinmiyor, sadece Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversitelerarası Akademik Kurul Başkanı olarak
'türbana' karşı amansız çıkışları ve demeçleriyle dikkat çekiyordu.
Üniversiteye türbanlı öğrenci sokmuyordu. 2009 yerel seçimlerinde Antalya'da oluşturulan "Ak Parti olmasın da kim olursa olsun" ideolojisinin eseri olarak seçimi kazanmıştı. Ve anlaşılıyor ki o zamanki konjonktür buydu..
Bu konjonktüre bir de
'ahlak dışı' seçim kampanyası ilave edilerek, Antalya'da kimsenin aklından dahi geçiremediği son derece
iğrenç iftira kampanyaları karıştırılmıştı.
Şimdi ise tam tersi, yani Akaydın günümüzde biliniyor.
Aradan 5 yıl geçti, Antalyalı Akaydın'ı tanıdı… Ne denli yanıldığının/yanıltıldığının farkına vardı.
Belediye Başkanlığı koltuğunda 5 yıl keyif süren bir insanla tanıştı.
Antalya halkını aşağılamaya kadar varan tutumu ile 5 yılda
icraat deformasyonuna uğramış bir şahısla karşı karşıya kaldı.
Vatandaş; bir büyükşehir belediyesinden beklediği hizmetlerin yerine, karşısında
bira festivali, eğlence ve yandaş söyleşiler buldu.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın belirttiği gibi Antalya, Akaydın ile bir
'Fetret Devri' yaşadı. İçinde kendi partililerinde bulunduğu bir kavga, inatlaşma, kutuplaşmayla geçen bir 5 yıl, bu kent adına heba oldu.
Daha da ötesi, Antalya'da hiçbir dönemde yaşanmamış olaylar cereyan etti. Kronolojik sıraya göre değerlendirirsek; Akaydın ile Antalya tarihinde görülmemiş olan bir devir teslim töreni yaşandı.
Eski Başkan Menderes Türel'in Akaydın tarafından Belediye'den
'Yuh Yuh' şarkılarıyla uğurlanmasıyla başlayan
iğrenç olaylar zinciri bugüne kadar geldi.
Ancak Allah'ın lütfüdür ki
; CHP'nin kurtulmak için feda ettiği Akaydın ile
Ak Parti'nin fedakarlık istediği Menderes Türel bir kez daha karşı karşıya geldi.
Bu kez; yine hakem Antalyalı… … Ve yukarıda Allah var, benim bu defa Antalyalılara inancım tamdır.
