Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı Antalya'dan çıkıp Türkiye'nin dünyaya açılan yüzü olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, referanduma saatler kala yaşanan süreci, duygularını, parti programını ve düşüncelerini SABAH Akdeniz okurları için Haber Müdürü İbrahim Okumamış'a anlattı.
ÜLKE DEĞİŞİM SÜRECİNE GİRECEK
Antalya, Isparta ve Burdur'da oy kullanacak seçmenlere önemli mesajlar veren Bakan Çavuşoğlu, bölgede il ve parti farkı gözetmeden sorunları çözmeye, talepleri karşılamaya çalıştığını söyledi. Göreve geldiği günden beri gece gündüz demeden hem ülke içinde hem de ülke dışında cansiperane çalışan Bakan Çavuşoğlu, yarın sandıktan çıkacak sonuçtan sonra ülkenin önemli bir değişim sürecine gireceğine dikkat çekti. Referandum öncesi verdiği son röportajda her zaman olduğu gibi samimiyeti ve doğallığı ile sorulara cevaplar veren Dışişleri Bakanı, yaptığı çalışmalarla da Avrupalılara ders verdiğini bir kez daha kanıtladı. Bakan, bana göre daha önceki röportajımda anlattığı gibi, "Bizim Yörükler olarak özelliğimiz, vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı her şeyin üstünde tutmaktır. Yaylalara develerle göç ederdik. Ben de Yörük çocuğu olmaktan onur duyuyorum. Keçi de koyun da güder Avrupa'yı da yönetiriz" sözü son dönemde yaptıklarının kanıtı oldu.
İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Röportajımıza hiç lafı uzatmadan başladık. Son 15 yılda Türkiye'de hayal bile edilemeyen projeleri gerçekleştirdiklerini anlatan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Herkes coşkuyla yarın akşamı bekliyor. 15 yıldır memlekette istikrar, güven, birliktelik olunca engelleri nasıl aştığımızı, vatan millet aşkıyla nasıl hizmet ettiğimizi, Türkiye'yi ve Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl yücelttiğimizi, emin adımlarla hedeflerine nasıl götürdüğümüzü milletimiz çok iyi biliyor. Hükümet olarak ilkleri gerçekleştirdik. Sorunları çözerek Türkiye'nin 100. yılı hedeflerine doğru koştuk. Türk milleti daha iyisini hak ediyor" şeklinde konuştu.
İSTİKRARI YAKALADIK
Çavuşoğlu, her şeye rağmen 15 senede istikrarı yakaladıklarını, bunu sistem sayesinde değil tek başına iktidar olmaları sayesinde başardıklarını ifade etti. Tek başına iktidarın önemini 7 Haziran seçimlerinde bir kere daha idrak ettiklerini, 1 Kasım'da tekrar AK Parti'nin iktidara geldiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Halkın büyük ekseriyeti de geçmiş tecrübelerinden dolayı koalisyonu istemiyor. Yine de 15 sene çok zor geçti, içeride ve dışarıda çok dik durduk. Bu dik duruşun sebebi, tek başına iktidarda olmanın yanı sıra çok güçlü liderimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın olmasındandır" dedi.
TURİZM ÇABASI
Sadece siyaset yapmadıklarını Antalya'nın geleceğine de katkı koyduklarına dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, kolay ulaşılabilir bir şehir olmak, turizmi geliştirmek gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'de ilk kez Antalya'da düzenlediğimiz Sağlık ve Spor Turizmi Fuarı rekor kırdı. Sadece Rusya'dan 20 bin hastanın Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bakımıyla ilgili anlaşma imzalandı. İki günde 10 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Turizmi 12 aya yaymak için kafa yoruyoruz. Her alanda turizmden yararlanmak istiyoruz. Sağlık turizmi de bunlardan biri" ifadelerini kullandı. Antalya'da turizmin daha da geliştirilmesi için çaba gösterdiklerini, fakat geçen yıl gerek terör olayları gerek 15 Temmuz darbe girişimi gerekse Rusya krizi nedeniyle yabancı turist sayısında bir azalma olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, turizmcileri rahatlatan şu mesajı verdi: "Rusya ile krizi atlattık, Ukrayna ile kimlikle seyahat edebilmenin önü açıldı. Şimdi Rusya ile de pasaportsuz seyahatin önünü açmak için süreci başlatmak istiyoruz. En azından tek taraflı olarak, sadece Rusların kimlikle gelmelerine hazır olduğumuzu kendilerine ilettik. Bu da Antalya turizmine önemli katkı koyacaktır."
"Nedir bu Cumhurbaşkanlığı Sistemi?" diye sorduğum Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Yarın önemli bir referandum yapılacak. Şu anda Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve parlamenter olmak üzere iki sistemli bir yapı var. Cumhurbaşkanlığı sistemi esasen yıllardır herkesin tartıştığı ve arzu ettiği, geçmişte Muhsin Yazıcıoğlu, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Süleyman Demirel tarafından da savunulan ama bugüne kadar başarılamayan bir sistem. Ama onun da ötesinde bizim Türkiye'deki sistemi netleştirmemiz gerekiyordu. Parlamenter sistem, cumhurbaşkanlığı sistemi de değil, karma bir sistem. Diğer ülkelerde ya parlamenter sistem var, ya cumhurbaşkanlığı sistemi var. Bizde ikisi birden var, onu sadeleştirmek gerekiyor. Yürütmenin başında bir kişinin olması lazım, aynı anda iki kişi olmaz. Onun dışında yaptığımız, rejimle ilgili bir değişiklik değil. Sistemin netleştirilmesi. Geçmiş yıllarda cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan krizleri hepimiz yaşadık. Yeni sistemde Türkiye'de artık koalisyon hükümetleri olmayacak. Seçim zamanında yapılacak, daha bağımsız ve işleyen yasama, yürütme ve hukuk sistemi olacak. Meclis, yasama ve denetim görevi yapacak. Artık yeni sistem sayesinde Cumhurbaşkanından hesap sorulabilecek."
REFERANDUM SONRASI
Yeni anayasa maddeleri hakkında da bilgiler veren Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Bu sistemde yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendiriyoruz ki ülke geleceğe emin adımlarla gitsin. Yargıdan ve sistemden şüphesi olmasın, demokrasisi güçlü olsun, yönetim güçlü olsun seçimler zamanında olsun. Şahıslar değil Türkiye'nin sistemi güçlü olsun. Şahıslara bağlı kalmak olmaz."
PATRON MİLLET OLACAK
Cumhurbaşkanının elinden mutlaka Kenan Evren yetkilerinin alınması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Geçmişte birçok liderin savunduğu cumhurbaşkanlığı sistemini ülkemize getirmeliyiz. Sistemi netleştirip, demokrasiyi güçlendireceğiz. Patron millet olacak" dedi.
MHP İLE ORTAK ÇALIŞMA
Bakan Çavuşoğlu MHP ve AK Parti'nin birlikte bu anayasa paketinin neden önemli olduğunu anlatmaya çalıştıklarını ifade etti
MHP ve AK Parti'nin Türkiye'nin geleceğini teminat altına almak, istikrarını güçlendirmek için oturup istişare ettiğine vurgu yapan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, bu konuyu şöyle anlattı: "Samimi bir ortamda Türkiye'nin faydasına nedir bunları değerlendirdik ve 18 maddelik bir anayasa paketini önce Meclis'e gönderdik, sonra da referanduma, vatandaşlarımızın, milletimizin tercihine sunduk. Biz de bu süreçte, birlikte bu anayasa paketinin neden önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ve içeriğiyle ilgili bilgiler veriyoruz. Bu süreçte Devlet Bahçeli'nin tutumu takdire şayandır. İnşallah yarından sonra da ülkemiz yoluna daha güçlü şekilde devam edecek ve hedeflerimize hep birlikte ulaşacağız" Sohbetimizde MHP içindeki muhalifleri hatırlattığım Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, anayasa değişikliği referandumunda 'hayır' vereceğini söyleyen MHP'lilere seslendi. Bakan Çavuşoğlu, "Üzüldüğüm bir konu var. Bazı MHP'li arkadaşlar parti içindeki birilerine kızdığı için 'hayır' diyeceğini söylüyor. Sizin vatan ve millet sevginizden şüphemiz yok, kızgınlıkla hareket ederek dağdaki hainlerle aynı safta olmayın. Parti içindeki sorununuzu çözersiniz. Bu, bayrak ve vatan meselesi, nefsine yenilme. Bir milliyetçi ve ülkücüye yakışmaz. Bu parti meselesi değil memleket meselesi. Alpaslan Türkeş'in kemiklerini sızlatma. Kitabını o yazdı, Alpaslan Türkeş'ten esinlenerek yaptık biz bunu" dedi.
MİLLETİN İRADESİ ÖNEMLİ
Çavuşoğlu, Türkiye'nin istikrarının önemli olduğunu aktararak yetki kargaşası yüzünden yaşanan kavgaların, millete ve vatana faturasının ağır olduğuna işaret etti. Bunlardan ders almaları gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Milletin iradesini güçlendirmek lazım. Aynı şekilde seçimler de zamanında olsun, 1 senede, 2 senede olmasın. 4 senede, 5 senede olsun, zamanında olsun. İstikrar açısından bu önemli. Şahıslar gelip geçicidir. Şahıslara ülkenin geleceğini bağlamamak lazım. Sistem oluşturmak gerekir ki tıkır tıkır işlesin. Bizim de yaptığımız budur. Anayasa paketinin de içeriği budur. Bizlere düşen görev de 16 Nisan'a kadar bunu vatandaşlara aktarmak, vatandaşların sorduğu sorulara gerçeği anlatmaktır."
PKK İLE SAF TUTMAYIN
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, 18 maddelik yeni anayasa paketini ortalama vatandaşların sadece yüzde 20'sinin okuduğunu da belirterek, "Okumadığı için de kara propagandadan etkilenebilir. Her bir vatandaşımız ulaşıp bu 18 maddenin hepsini okusun. 18 maddeyi okuyun, okuyun ki soranlara anlatın. Sadece birilerinin anlatmasıyla yetinmeyin. Okumak 15 dakikamızı alır. 'Hayır' diyecek olanlar en azından okuyarak hayır desin. Ama nefsine yenilerek PKK, FETÖ'yle aynı saflarda olmasınlar" şeklinde konuştu. Bakan Çavuşoğlu, referandum tahminini de paylaşarak yüzde 63'ü aşacaklarını tahmin ettiğini kaydetti.
BİZİM GİZLİ BİR AJANDAMIZ YOK
Dışişleri Bakanı olarak görev aldığından bu yana adeta bir seyyah gibi o ülkeden o ülkeye koşan ve dünya barışı için cansiperane çalışıp ailesini bile unutan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu bu konuda da önemli mesajlar verdi: "PKK ve diğer terör örgütlerinin yanında DEAŞ'la mücadeleyi en etkin biz sürdürüyoruz. Terörün her türlüsüne karşıyız. Mücadelemiz devam edecek. İnşallah Suriye'ye istikrar ve barış gelir. Suriye'nin yeniden inşasında Türkiye çok önemli bir rol oynayacaktır. İnsanları bu güvenli bölgelerde daha rahat yaşatabiliriz. Batılı ülkeler bizim anlattıklarımızı iş işten geçtikten sonra anladı. ABD, 'Türkiye'nin 2012 yılındaki tavsiyelerini dinlememekle hata yaptık' diyor. Şimdi de tavsiyelerde bulunuyoruz. Objektif, adil, gerçekçi tespitlerde bulunuyoruz. Ne Irak'ta ne Suriye'de gizli bir ajandamız yok. Her ülkenin birliğini, huzurunu, barışını istiyoruz."
KANDIRMAYIN
Referandumla ilgili sohbetimiz sürerken Bakan Mevlüt Çavuşoğlu bir ara sözü CHP'lilerin evet çıkması halinde 17 Nisan'dan itibaren lokantaların bile kapatılacağını iddia etmelerine getirdi. Çavuşoğlu, bu konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Muhtarlıkların bile kapatılacağını iddia ediyorlar. CHP 2-3 oy uğruna Alanya'da ve Antalya'da 'Şeriat gelecek' diye yerleşik yaşayan Rusları korkutuyor. Evet, şaka gibi geliyor. İşte bu kadar acizleştiler maalesef. Gittik Ruslarla toplantı yaptık. Yapmaya çalıştığımızı anlattık. Türklere güvenen, Antalya'da, Alanya'da mutlu şekilde yaşayan insanlara niye korku salıyorsun? Herkes huzura kavuştu. Sen niye korkutuyorsun? Sonra hiç içeriği yok hep palavra."
CUMHURİYETİN SIRTINDAN İNİN
ANAYASA değişikliğine karşı olanların 'Cumhuriyet elden gidiyor' diyerek algı operasyonu yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, bu kişilere seslenerek şunları söyledi: "Cumhuriyet için ne hizmetin var? Cumhuriyetin geleceğine dair ne hayalin var? Sıfır. Türkiye'yi 2023 hedefine biz götürüyoruz. Cumhuriyetin üzerine binmişler, asalak gibi geçiniyorlar. Cumhuriyete ne katkın oldu. Millet sana niye yetki versin? Millet güvenmediği adama ülkeyi teslim etmez. Milletin önüne hedefler koy, sloganlarla gitmez bu işler. Asıl 80 milyon karar veriyor ya ondan rahatsızlar."
MİLLET DERS VERİYOR
Evet oyu vereceklere son günlerde CHP'lilerin hakarete varan boyutlarda eleştiri yaptıklarını hatırlattığımda Bakan Mevlüt Çavuşoğlu şu cevabı verdi: "Bunlar iyice yolunu şaşırmış. Birisi adam asıyor, birisi denize döküyor. Bunlar ne yiyor içiyor anlamadım vallaha pilot gibi uçuyor. Bu sağlıklı bir uçma değil. O uçma yarın akşamdan sonra yere çakılmaca olur. Her seçimde millet sandıkta dersi veriyor. Hala akıllanmamış millete tepeden bakıyor. Aşağılayıcı gözlükle bakıyor. CHP de Avrupa'daki Türkiye karşıtları da anlasın, artık o eski Türkiye yok. O artık sizin yönettiğiniz Türkiye geride kaldı. Türkiye ayağa kalktı. Türk milleti kendine geldi. Kendimize güvenimiz geldi, akıl veriyorlar şimdi Türk milletine, 'Atatürk olsaydı hayır derdi'. Sen kimsin Atatürk kim? Atatürk sizin gibileri denize döktü."
GENÇLERİMİZİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ
seçilme yaşının 18'e indirilmesiyle ilgili yorumlarla dair görüşlerini de açıklayan Bakan Çavuşoğlu, AK Parti'nin Türk gençliğine güvendiğini söyledi. Gençleri kazanmak gerektiğini belirten Çavuşoğlu, Fatih Sultan Mehmet'in 21 yaşında İstanbul'u fethettiğini, 15-16 yaşında gençlerin Çanakkale'de savaştığını, Kurtuluş Savaşı'nda en önde gençlerin koştuğunu hatırlattı. Çavuşoğlu, "Ülkemizde 18-25 yaş arası 8 milyon genç var. Bu gençlerimiz seçebiliyor ama seçilemiyor. Oysa ki 51 ülkede seçilme yaşı 18. Gelişmiş ülkeler gençlerine güvenirken, pırlanta gibi gençlerimizin Avrupa ülkelerinin gençlerinden eksiği yok yükseği var. Seçme hakkı verip, seçilme hakkı vermemek hem bir çelişkidir hem de gençliğimize haksızlıktır. Biz gençlerimize güveniyoruz" dedi.