Sağlık problemleri nedeniyle örgün eğitim kurumlarına devam edemeyen ve sağlık kuruluşlarında yatarak tedavi gören okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki özel eğitim ihtiyacı olanların zorunlu eğitimlerini sürdürmeleri amacıyla hastaneler bünyesinde il veya ilçe özel eğitim hizmetleri kurulunun teklifi ve Sağlık Bakanlığı'nın uygun görüşü üzerine sınıflar açılıyor. Hastanede eğitim hizmetleri, sağlık kuruluşları bünyesinde valiliklerce açılan hastane sınıflarında sunuluyor. Hastane sınıfına gelemeyecek durumdaki öğrencilere ise odalarında eğitim hizmeti sağlanıyor. Hastane sınıflarında eğitimlerini sürdüren öğrencilere kayıtlı bulundukları sınıfta uygulanan öğretim programı uygulanıyor. ÇOCUKLAR ÇOK MEMNUN
Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde lösemi tedavisi gören çocukların eğitimleri için çalışan sınıf öğretmeni Hüseyin Ceylan, 6 yıldır burada hizmet görevini sürdürdüğünü söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatı doğrultusunda ders verdiklerini anlatan Ceylan, tedavi sürecinde çocukların olabildiğince okuldaki akranlarının gerisinde kalmaması için çalıştıklarını vurguladı. Ceylan, eğitim saatinin çocuğun sağlık durumuna göre değiştiğini aktararak, "Tedavi gören çocuklarımıza, birleştirilmiş sınıflarda eğitim veriyoruz. Onkoloji bölümündeki çocuklarımıza ise birebir eğitim veriyoruz." dedi. Türkçe, matematik, fen bilgisi gibi ana derslerin yanı sıra görsel sanatlar ve el işi çalışmaları da yaptıklarını ifade eden Ceylan, çocukların bu sistemden çok memnun olduklarını söyledi.
TEDAVİ BAŞARILI OLUYOR
Hastanenin Çocuk Onkoloji Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Gürses Şahin de tedavi sürecinde çocukların eğitimlerinin hastanede devam etmesinin çok önemli olduğunu belirterek, "Sadece verilecek tedavi değil aynı zamanda hastaların normal hayatlarının sürdürülmesi de çok önemli. Bu sağlandığında tedavi başarılı oluyor. O nedenle çocuklarımızın eğitim süreçlerinin, hastaneye yatışlarında ve hastaneden taburcu olduktan sonra devam etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Öğretmenlerimiz, çocuklarımızın yattığı süre içinde eğitimlerini tamamlamaya çalışıyor. Çocuklarımız da biz de çok memnunuz" diye konuştu.
'Keşke kimse hasta olmasaydı' lösemı hastası Medine Yaylacı da (9) tedavi gördüğü süre içinde aldığı eğitimden duyduğunu memnuniyeti dile getirerek, "Çok güzel gidiyor, derslerimi öğreniyorum, geçmişte öğrendiklerini unutmuyorum, tekrarlar yapıyorum" diye konuştu. En çok matematik dersini sevdiğini belirten Yaylacı, ileride avukat olmayı hayal ettiğini söyledi. Yaylacı, okuldaki arkadaşlarının gerisinde kalmayı istemediğini ifade ederek, "Burada öğretmenimle derslerime çalışıyorum ama keşke kimse hasta olmasaydı, kimse bu hastalığa düşmeseydi" dedi. Yaylacı'nın annesi Türkan Yaylacı da 5 aydır hastanede kaldıklarını ve bu süreçte kızının eğitiminin devam ettiğini söyledi. Yaylacı, derslerine devam ettiği için çocuğunun hastalığını düşünmekten uzaklaştığını ifade ederek, "Tedavisi iyi gidiyor, okula gidemediği için üzülüyor ama burada da ders çalıyor. En büyük isteği okula gidebilmek" diye konuştu.
"YAZI TAHTAMIN OLMASINI ÇOK İSTERDİM"
Lösemı hastası 4. sınıf öğrencisi Hicran Yıldırım (9), yaklaşık 11 aydır hastanede tedavi gördüğünü belirterek, okula gidemediği için bu süre içinde eğitimine burada devam ettiğini söyledi. Öğretmeninin yönlendirmesiyle ders çalıştığını ifade eden minik Hicran, "Öğretmenim bana bazı kitaplar almıştı, ben de buradan derslerimi takip ediyorum. Öğretmenimle birlikte çalışıyoruz." dedi. Derslerin yanı sıra gün içinde kitap da okuduğunu anlatan Yıldırım, arkadaşlarına yetişememekten endişe ettiğini söyledi.