Sıcak, çok sıcak... Hava kararmak üzere. Karşımda Ayasofya... Işıkları henüz yanmış. Garip bir güzelliği var. Bir yandan onu seyrederken, bir yandan Hakan Erdoğan'ı dinliyorum. Heyecanlanıyorum. Bu ülkede 25 yıldır, sayılı insanın ilgilendiği bir müzik türünde organizatör olarak cesur işler yapıyor... Hiç değişmeyeceğini sandığımız bazı şeylerin değişebileceğini görüyoruz, yaptıklarını izledikçe... Ankara'daki Seğmenler Parkı'na Türkiye'nin en iyi klasik müzik orkestrasını getirebiliyor, Bach'ı kitlelere dinletmeyi başarıyor, kahvaltıda cazı insanlara sevdiriyor, bir teknede, balık ekmekle cazı buluşturabiliyor... Bu kez de 'Ramazan'da neden caz dinlenmesin ki?' dedi ve dünyanın ünlü Müslüman cazcılarını İstanbul'da, tarihi yarımadada iftardan sonra konser vermeye ikna etti.
- İnsanın hayalleri her şeyi yaptırır mı? Dünyanın en iyi cazcılarını İstanbul'a getiriyorsunuz. Ortak noktaları hepsinin Müslüman olması. Niye Ramazan ve caz?
- Üzerinde uzun uzun düşündüğüm bir hayaldi bu... Pek çok kişi ilk duyduğunda 'Ramazan'da Caz' ismine şaşırdı. İnsanların şaşırmasına ben daha çok şaşırıyorum.. Caz müziğinin Ramazan eğlencesi olmasına engel olan şey nedir? Tamamen yanlış bir algıdan kaynaklanıyor. 'Caz seçkinler içindir' diye bir şey yok. Herkes içindir. Klasik müzik de öyle. Ramazan eğlencesinin iyi bir müzikle de yapılabileceğini göstermek istedim. 'Ramazan'ın ve müziğin keyfini çıkarın' diyorum... Dünyanın en iyi Müslüman cazcıları, İstanbul'a geliyor. Mutluyum. Düzenlediğim kitlesel konserlerimde binlerce insana klasik müzik dinletebildim. Müzikte bir seçkinlik algısı oluşturulmasına karşıyım. Hele caz, kökeni itibarıyla buna hiç müsait bir müzik değil. İnsanlar iyi müzik dinlesin istiyorum. Ramazan eğlencesini neden iyi bir müzikle yapmayalım? Herkesi Ramazan'ın ve müziğin tadını çıkarmaya davet ediyorum...
RAMAZAN BİZİM ORTAK KÜLTÜRÜMÜZ
- Ciddi bir risk alıyorsunuz. Beklediğiniz ilgiyi görememekten korkar mısınız?
- Bu doğru ama zaten iyi bir iş yapmak istiyorsanız risk alacaksınız. Uçurumun kenarına geleceksiniz ama düşmeyeceksiniz. O zaman iyi bir iş çıkar ortaya. Ama şimdiden ilginin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Her yerden ve herkesten, birbirleri ile çok teması olmayan topluluklardan bile çok ilgi var.
-
Muhafazakâr kesim de caz dinleniyor mu?
- Sizce muhafazakârlar Dede Efendi dinliyor mu? Peki muhafazakâr olmayanlar Beethoven hayranı mı? Hayır. Herkes ne dinliyor? O yaz eğlence yerlerinde hangi şarkı öne çıkmışsa, ne sunuluyorsa onu dinliyorlar. Yani popüler kültür müziklerini. Sadece Türkiye'de değil. Dünyada da bu böyle. Ama biliyorum ki, bu coğrafyada 200 sene önce pek çok kişi Dede Efendi dinliyordu. Batılılar da 60 sene önce cazla eğleniyordu. Şunu hepimiz biliyoruz ki, hiç kimse siyasal düşüncesine, inancına ve sosyal sınıfına göre dinlediği müziği belirlemiyor. Ortak dinlenen tek müzik, popüler kültür müzikleri. Bugün Ramazan eğlencesi deyince, biraz gezin, göreceksiniz. Mesela alışveriş merkezlerinde, bir kilimin üzerinde iki kişi enstrümanlarını çıkarıyor. Berbat bir ses düzeniyle çalmaya başlıyor. Ut ve kanundan çıkmaması gereken ne kadar ses varsa çıkıyor ve buna Ramazan eğlencesi deniyor. Ben Ramazan eğlencesinde iyi müzik dinlenebileceğini göstermek istedim. Ramazan'da Caz'a şimdiden 10-15 bin kişinin katılacağını söyleyebilirim. Bu ay bizim ortak kültürümüz. Hepimizin hayatını etkileyen bir tarafı var.
İSTANBUL İLHAM VERDİ
-
Ramazan'da Caz'ı gelenekselleştirmeyi düşünür müsünüz?
- Yapmayı en çok istediğim şeylerden biri... Bizde birbiriyle temas etmeyen topluluklar yaşıyor. Ramazan münasebetiyle bu temasın sağlanabileceğini düşünüyorum. Barış ve paylaşım ayı olan Ramazan'ın bunun için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
-
Neden sanatçıların hepsi Müslüman?
- İlk festivalde doğrudan bir ilgi kurmak istedim. Ama bu hep böyle olacak değil. Eski Ramazan eğlencelerinde de rol alanların tamamı Müslüman değildi. Eski Osmanlı müziğinin bestecilerine bakın, her dinden insan vardır. İstanbul'un geçmişinde olan bu kültürden ilham almak gerek. Bu organizasyonda bana ilham veren yine İstanbul oldu. İstanbul 2010 Ajansı, projeye destek verdi.
-
Bu festival bu haliyle, Londra, Paris ve New York'ta yapılabilir mi?
- Bu programın İstanbul'a layık olduğunu düşünüyorum. Festivali bu haliyle, dünyanın müzik merkezlerinde de yapsak, en iyi klasmanda yer alan caz festivallerinden biri olurdu.
KONSER PROGRAMI:
14 Ağustos Cumartesi: Anouar Brahem Quartet / Arkeoloji Müzesi 17 Ağustos Salı: Ahmad Jamal Quartet / Topkapı Sarayı 18 Ağustos Çarşamba: Dhafer Youssef Quartet / Arkeoloji Müzesi 20 Ağustos Cuma: Dede Efendi Ensemble -Münip Utandı / Arkeoloji Müzesi 21 Ağustos Cumartesi: İlhan Erşahin's Istanbul Sessions / Arkeoloji Müzesi 24 Ağustos Salı: Abdullah Ibrahim Trio / Topkapı Sarayı 26 Ağustos Perşembe: Aydın Esen Group / Arkeoloji Müzesi (Aydın Esen Plays For Ramadan) 31 Ağustos Salı: Kudsi Erguner Ensemble 'Islam Blues' / Topkapı Sarayı