Skyfall'un, James Bond filmleri arasındaki önemi malum, dünyanın en seksi ajanı 007, bu filmle 50'inci yaşını kutluyor. Film, bizim için de ayrı bir anlam ifade ediyor. Çünkü, Skyfall'da geçen sahnelerin bir bölümü tarihi İstanbul mekanlarında, Adana ve Fethiye'de çekildi. Merakla beklenen film, nihayet dün vizyona girdi. Klasik James Bond kızı olgusu da bu filmde değişiyor. Filmde seksi karakteri oynamak ise Severine'i canlandıran Kamboçya asıllı Fransız aktrist Berenice Marlohe düştü. Lakin Marlohe, Bond kızı olmanın sorumluluğunu günlük hayatında omuzlarında taşıyor! Hatta öyle ki, bu konuda uzman bile olmuş. Berenice Marlohe, işin püf noktalarını ve Bond macerasını anlattı.
- Serinin 50'nci yılını kutladığı Skyfall filminde yer almak nasıl bir duygu?
- Rüya gibi. Skyfall gibi bir filmde yer almak benim için büyük onur.
- Victoria's Secret'in podyumunda yürümek modeller için ne demekse, güzel oyuncular için de Bond kızı olmak aynı anlama mı geliyor. Kendinizi seksi buluyor musunuz?
- James Bond filmlerinde fazlasıyla çekici karakterler canlandırıldığı doğru. Ama bana sorarsanız, Bond kızları sadece bundan ibaret değil. Mesela benim canlandırdığım Severine karakterinin şeytani, erkeksi, güçlü, hatta komik tarafları da var. Severine'in kadınsılığı, karakter özelliklerinden geliyor, aynı normal kadınlarınki gibi.
- Fransız olmak, size oyunculuk ve moda anlamında katkı sağlıyor mu?
- Fransız kadınlarının çok belirgin bir moda anlayışı var, bu yüzden konu moda olunca Fransız olmak bir avantaj. Ayrıca, oyunculukta da Fransız olmanın pek çok artısı var, yapımcı ve yönetmenler çoğu zaman bizimle çalışmak istiyor. Fransız aktrislere uygun roller verildiğinde parlıyorlar, bunun sebebi aksanımız olabilir.
- Sizin de modayla ilgili keskin sınırlarınız var mı, modayla ilgileniyor musunuz?
- Modayla ilgilenmek değil, modayla yaşıyorum. Skyfall filminin dünyanın farklı noktalarında yapılan galaları için beş ay öncesinden kendime Elie Saab ve Roberto Cavalli elbiseler seçtim.
- Gala ve açılışlara katılan tek seksi kadın siz olmuyorsunuz. Etrafınızdaki onlarca güzel kadının arasından sıyrılmak için bir yönteminiz var mı?
- Böyle özel geceler için vücuduma oturan aynı zamanda da kişiliğime uygun kıyafetler şeçiyorum. Bence sizi anlatan kıyafetlerle her zaman dikkat çekersiniz, başka birine benzemeye çalıştığınızda ise kalabalık arasında kaybolursunuz.
- Size neyin yakışıp, neyin yakışmadığını biliyor musunuz? Yoksa hâlâ moda hataları yapıyor musunuz?
- Bence insanın kendini tanıması için hata yapması bir zorunluluk. Bu moda için de hayat için de geçerli. 33 yaşındayım ve bedenimle ilgili bir şey öğrendiysem bu: Her yerimi sevmek. Geçmişte vücudumla ilgili rahatsızlık duyduğum noktalar vardı, ama zaman geçtikçe onları da kabullendim, hatta beğenmeye başladım. İnsanın kendine saygılı olması için kendini baştan aşağı sevmesi şart.
Şöhret zevklerimi değiştirdi
- Zevkinizi nasıl tanımlarsınız?
- Aslına bakarsanız şu aralar zevklerimi yeniden tanımlama dönemindeyim. Şöhretle birlikte, moda endüstrisindeki dev isimleri ve onların dünyasını öğrenmeye başladım. Mesela Elie Saab ve Roberto Cavalli benim için yepyeni kapılar.
- Film sektörünün modayla olan ilişkisinden memnun musunuz?
- Tanınılırlığım arttıkça, işin bu tarafını da öğrenmeye başladım.
Harika tasarıcıların inanılmaz elbiselerini giymekten ve çok beğendiğim markaların reklam yüzü olmaktan şikayetçi olduğum söylenemez.
- Kırmızı halı organizasyonlarında iddialı ve pırıltılı parçalar sevdiğinizi anladık. Pekiyi günlük hayatınızda nasıl bir tarzınız var?
- Gündelik hayatımdaki tarzım ruh halime göre değişiyor. Bazen çok salaş, bazen de fazlasıyla dikkat çekici olabiliyorum. Ama ne giyersem giyeyim, her zaman takı kullanıyorum. Özellikle bileklik ve yüzüklerimi hiç elimden çıkartmam. Belki de bunları taktığınız zaman da görebiliyor olduğunuz için el ve bilek aksesuvarlarını seviyorum, beni güçlü hissettiriyorlar.
- Asla giymem dediğiniz parçalar var mı?
- Tek tek parça aklıma gelmiyor, ama içinde kendimi rahat hissetmediğim pek çok kıyafeti gardırobuma yaklaştırmam.
Modayla ilgili aslalarım saymakla bitmez.
Kadınlara önerim: İyi uyuyun
- Vücudunuzda en sevdiğiniz yer neresi acaba?
- Ellerimi çok beğeniyorum, çünkü bana babamdan ve ailemden miraslar.
- Vücudunuzla ilgili radikal değişiklikler yaptınız mı? Risk aldınız mı?
- Her zaman. Mesela bir kere saçlarımı platin sarısına boyatıp, üç numaraya vurdurmuştum. Bu saçımla iki gün yaşayabildim. Sarışın halimi beğenmeyince kuaförüme gidip saçlarımı bu sefer de kırmızıya boyattım. Kendimle oynamayı seviyorum, her yenilikte başka bir karaktere bürünüyorum, yenileniyorum. Hayatımda da yeni bir sayfa açılıyor.
- Kendinize iyi bakıyor musunuz? Yoksa genetik kodlamanızla dünyaya şanslı gelenlerden misiniz?
- Şunu itiraf etmeliyim ki, ben bir yemek bağımlısıyım. İnsanlar hayatlarında yemeği çıkartınca nasıl yaşıyorlar anlamıyorum. Bence yemek hayatın en büyük keyiflerinden biri. Çok yediğim için haftada bir ile üç gün arasında koşmaya çalışıyorum. Ve kadınlara bir güzellik önerisi vermem gerekirse bu "iyi uyuyun" olur.
Nazar boncuğu almama gerek kalmadı, bana hediye ettiniz
- Skyfall filmi ile Swarovski'nin de yüzü oldunuz. Bu işbirliğinden önce de markanın müşterisi miydiniz?
- Çocukluğumdan beri kristalin ışığı ve saygınlığına hayranımdır. Bu yüzden evet, Swarovski'nin sıkı bir müşterisiydim.
- Swarovski James Bond koleksiyonu hazırladı. Bu tasarımlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Koleksiyondaki parçaların kullanım ve kombin rahatlığına hayran olmamak elde değil. James Bond koleksiyonunu, gündüz en salaş halimle de, gece en şık ortama da kullanabiliyorum. Erkek koleksiyonunda gözüme kuru kafalı bir yüzük kestirdim, şimdi onun peşindeyim
. - Takıda tek bir büyük parçacı mısınız, yoksa bir defada küçük ama çok takı kullananlardan mısınız?
- İkisini de zaman zaman yapıyorum. Bence bir kıyafetin tamamlanması için takı şart. Mesela oturaklı siyah bir elbiseye hava katmak için, büyük bilezikler veya parlak küpeler yeter.
- Yanınızdan hiç ayırmadığınız bir takınız var mı?
- Evet, Paris'in Çin Mahallesi'nde Kamboçya takıları satan bir dükkanın uğuruna inanıyorum. Babam Kamboçyalı olduğu için, yerel takılarımı hiç yanımdan ayırmıyorum. Ben, kültürleri temsil eden yerel takıların daha değerli ve anlamlı olduğuna inananlardanım.
- Böyle bir inancınız varsa, Türkiye'den kendinize nazar boncuğu almış olduğunuzu tahmin ediyorum.
- Neyse ki almama gerek kalmadı, hediye ettiler. Mavi boncuğumu üzerimde taşıyorum.
-Skyfall'un çekimleri sırasında Türkiye'yi gezebildiniz mi?
- Ne yazık ki çekimler yüzünden çok fazla yer göremedim. Ama Sultanahmet Camii, İstanbul'da en etkilendiğim yer oldu. Ayrıca Boğaz ve denizin üzerindeki küçük teknelerin insanlarla kaynaşması inanılmaz romantik bir görüntüydü. İstanbul'un tarihi bir kent olduğunu biliyordum, ama bu kadar modern yapıyla karşılaşacağım aklımın ucundan geçmezdi.
Soykırımın hesabı sorulmalı
- Gelecekle ilgili planlarınız arasında en çok neyi hayata geçirmeyi hayal ediyorsunuz?
- Skyfall filmi ile yakaladığım ünü, Kamboçya'da bundan sadece 37 yıl önce yaşanan (Kızıl Khmerler'in katliamından bahsediyor), tarihin en büyük soykırımlarından birini dünyaya hatırlatmak ve yargı sürecine katkıda bulunmak için kullanmak en büyük hayalim. Bence, benimle aynı kanı taşıyan 2 milyon kişinin katledilmesinde payı olanların cezalandırılması, tüm insanlık için büyük bir vicdani rahatlama olacak.