İki aday yarıştı. Biri Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi, diğeri ise Mübarek döneminin Başbakanı Ahmet Şefik. Şefik hem rejimin adamı hem de Mübarek sonrası iktidarı devaralan Askeri Konsey'in desteklediği isimdi.
Seçim sürecinde öyle gariplikler yaşandı ki, neredeyse bir buçuk yıl önce Mübarek'i deviren halkın, Mübarek'in en yakın adamlarından birini Cumhurbaşkanı olarak seçtiğine şahit olacaktık.
Mesela Yüksek Seçim Kurulu tarafından Müslüman Kardeşlerin en önemli adaylarının seçime girmesini engellendi. Bunun adaylı kıyamet anlamına gelen Ömer Süleyman gibi rejimin en tehlikeli isimlerinden biri önce aday gösterildi ardından seçime girmesi yasaklandı. Süleyman emsal gösterilerek Müslüman Kardeşlerin adayları da yasaklandı, vs.
Şimdi Mursi, Mübarek'ten boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak. Ancak yetkileri kısıtlanmış durumda olacak. Tepesinde generaller bulunacak. Askerden habersiz hiçbir kağıda imza bile atamayacak.
Yani Mısır'da gördük ki, demokrasi öyle kolay kolay gelmiyor. Sokağa dökülmek, şehit olmak, iktidarlara karşı ortaya kanını, canını koymak. Bunlar yeterli gelmiyor. Yetse Mısırlılar demokrasiyi bulurdu. Oysa şu an ülkede Mübarek dönemindeki halk iradesi nasılsa hala aynı oranda halkın sözü geçiyor. Değişen bir şey olmadığı resmen ortada.
Gitti Mübarek geldi Asker.
Asker, iktidarı sivillere devretmemekte kararlı, görünen o ki devretmeyecek de. Kendini sınırsız yetkilerle donatan bir askeri yönetimden bahsediyoruz. Cumhurbaşkanına bağlı olmalıyken, ülkenin ilk kez demokratik seçimle başa gelen Cumhurbaşkanını kendine bağlamayı tercih eden bir askeri yönetim.
Bundan sonra yine Tahrir Meydanı dolacak. Halk 'biz devrim yaptık, askeri vesayet istemiyoruz' diyecek. Ortalık yine karışacak.Bugün Müslüman Kardeşler Mısır'da büyük farkla seçimi kazanmalı, Muhammed Mursi ya da başka bir adayları Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturarak, sivil iktidarı temsil etmeliydi. Olmadı. Olsaydı ne olurdu? İsrail'den gelen resmi bir açıklamada Savunma Bakanı Ehud Barak dedi ki, "Mısır'daki yeni Cumhurbaşkanı Mısır ile İsrail arasında imzalanan uluslar arası anlaşmalara uymalı, bu anlaşmaların da en önemlisi güvenlik konusunda" diye uyardı. Zira Mısır ile İsrail arasında Mübarek döneminde öyle imzalar atıldı ki, Kahire'de iktidar Müslüman Kardeşlere kalsa, en büyük menfaat kaybını İsrail yaşayacaktı. Neyse ki asker imdada tam zamanında yetişti.