Eylül 1944'te darbeyle iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi'nin Tuna Nehri üzerindeki Belene Adası'nda kurduğu toplama kampı, bir zamanlar içinde çığlıkların yankılandığı binalarıyla eski günleri hatırlatıyor. 1949'da kurulan ve önceleri muhaliflerin yollandığı kamp, 1984't e "Soya Dönüş" adı altındaki asimilasyon kampanyasına karşı çıkan Türk ve Müslümanlara hapishane oldu.
SEKİZ BİN KİŞİ KATLEDİLDİ
1987'de kapatılana kadar 23 binden fazla kişinin tutulduğu kamp, kötü şöhretini işkenceler ve mahkumların ağır şartlar altında çalıştırılmasıyla edindi. Burada yaklaşık 8 bin mahkum zulüm altında can verirken, bu kişilerin cesetleri ya Tuna'ya atıldı ya domuzlara yem edildi ya da hala yerleri bilinmeyen toplu mezarlara gömüldü. Paslı tel örgüleri, boş gözetleme kuleleri, kırık camlı binaları ve bazı mahkumların ölüme yürüdükleri köprüsüyle kamp, kuruluşunun 70. yılında hüzün dolu bir törene sahne oldu. Eski mahkumlar ve yakınlarının katıldığı törende, vahşet dolu günler ile komünist rejim zulmünün kurbanları gözyaşlarıyla anıldı.
TANIKLAR KONUŞTU:
Bizi Tuna'da vaftiz ederek Hıristiyan yapmak istediler
Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) Genel Başkanı Kasım Dal, "İçimizde o kanayan yara hiç kapanmıyor." dedi. Komünizm rejimi karşıtlarından Seydalı Akgün de, babasının 1954'te Belene'ye sürüldüğünü, kendisinin de kampta 5 yıl hapis yattığını söyledi. Akgün, "Bizleri Tuna Nehri'nde vaftiz ederek Hıristiyan yapmak istediler" dedi.