Türkiye'nin öncü seramik markalarından Graniser, dünyanın dört yanına yaptığı ihracatla dikkati çekiyor.Cirosunun yüzde 46'sını ihracattan elde ediyor. İhracatta kapasite kullanım oranı açısından Türkiye'de birinci sırada yer alıyor. 2006 yılında aldığı kararla daha çok ihracat odaklı çalışmaya başlayan Graniser o tarihten bugüne ihracatta yüzde 300 büyüme sağladı. Bugün 50 ülkeye ihracat yapan Graniser, ihracatının yüzde 25'lik kısmını Kuzey Amerika'ya, yüzde 35'lik önemli bir kısmını ise yaşanan ekonomik krize rağmen Avrupa'ya yapmaya devam ediyor. İsrail, Yunanistan, Romanya, Azerbaycan gibi önemli pazarlarda yüzde 25 ihracat payı ile dikkati çeken Graniser, 2013 yılında ihracatta Kuzey Amerika olmak üzere gelişmekte olan Orta Doğu ve Afrika pazarlarına ağırlık verecek. Londra merkezli yatırım fonu Bancroft'un yüzde 75'ine sahip olduğu Graniser, Akhisar'daki fabrikasında yeni yatırımları da hayata geçirecek. 3 milyon euroluk teknoloji yatırımı ve 15 milyon euroluk da granit yatırımı yapacak. Konya'da Graniser haricinde 20 milyon euroluk bir yatırımla ilk etapta 10 milyon metrekare kapasiteli yeni bir tesis yatırımı, yurtdışında ise iki farklı ülkede 15 milyon euro ve 25 milyon euroluk iki ayrı yatırım projesi olan Graniser, ayrıca sektörde önde gelen isimlerden İspanyol bir firma ile görüşmelere devam ediyor. Graniser Seramik Genel Müdür Yardımcısı Kenan Çebi, 1999 yılında üretime başlayan Graniser'in sektörün öncü firmalarından olduğunu söyledi. Akhisar'da üretime geçmelerinin ardından 5 yılda 12 kat büyüdüklerini anlatan Çebi, yurtdışında gösterdikleri başarının ardından yabancı yatırım fonu Bancroft'un Graniser'e ortak olduğunu belirtti. Çebi, sektörün bir dolarlık ithalatla 5 dolarlık ihracat yaptığını belirterek şöyle dedi: "Bizim ithalatımız makine ve teçhizatlardan oluşuyor. Maliyetimizin yüzde 40'ını da enerji oluşturuyor. Sektör dinamik bir sektör. Dünya genelinde Çin kapasite olarak en önde yer alıyor. Ardından İtalyanlar ve İspanyollar geliyor. Ancak Avrupa'da ve ABD'de yaşanan kriz nedeniyle İtalya ve İspanya'da kapasite kullanımı azaldı. Türkiye olarak biz de İspanya'nın önüne geçtik. Sektörün bu katma değer yaratan durumunu göz önüne alıp, devletin daha fazla destek vermesi gerekiyor."
MALİYETLER ARTIYOR
Seramik sektörünün temel sorunlarını enerji, altyapı ve lojistik olarak sıralayan Çebi, "Sektörün gelişimini etkileyen birinci unsur enerji girdisi. Son iki yılda doğalgaz ve elektriğe yüklü miktarlarda zam yapıldı. Elektriği üçte bir, doğalgazı ise olması gereken fiyattan yüzde 40 oranında daha pahalıya kullanıyoruz. Aynı zamanda yükte ağır olan malların nakliyesinde taşımacılık giderlerinin yüksek olması pazar kaybına sebep oluyor. Ayrıca sektör olarak son dönemde hammadde kaynaklarına ulaşmada sıkıntı yaşıyoruz. Seramiğin ana girdilerinden olan kili yurt içinden temin edemediğimizde, Ukrayna'dan birkaç kat daha pahalıya temin etmemiz söz konusu oluyor. Bu da ihracattaki rekabet gücümüzü önemli ölçüde etkileyecek" diye konuştu.
'SÜREKLİ YENİ PROJE PEŞİNDEYİZ'
Maden ocaklarının bulunduğu bölgelerin iskâna açılmasının stratejik bir hata olduğunu kaydeden Çebi, dış ticaret fazlası veren sektörün net ihracatçı olduğunun bilinmesine rağmen sektör aktörlerine danışılmadan böyle bir kararın alınmadığını söyledi. Devletin sektöre desteği ihracatta verebileceğini dile getiren Çebi, "İhracat için ne kadar ürün üretildiği belli. Bu ürünlerin enerji maliyetlerinde devlet kolaylık sağlayabilir. Sigorta primlerini düşürebilir. Bu da hem istihdama hem de ihracatımıza çok olumlu yansır" diye konuştu. İç pazarda rekabetin çok daha zor olduğunu kaydeden Çebi, "Türkiye'de ise anormal bir müteahhitleşme var. İnşaat sektörü büyüyor. Sürekli olarak proje peşindeyiz. Görüşmeler yapıyoruz, teklifler veriyoruz. Sorduğunuzda herkes inşa ettiği konutları gayet iyi satıyor. Fakat seramik kullanımı ülke genelinde yüzde 20 oranında düştü. Bu büyüme bize yeteri kadar yansımıyor" dedi.