Bu hafta Urla'dayız... Balıkçı Barınağı'ndaki Batis Restoran'da... Aslında burası, Yorgo Seferis ve Necati Cumalı gibi ünlü yazarların da eserlerinde adı geçen 200 yıllık "Batis'in Kahvesi..." Tarihi bina 3 milyon liralık makyajla adeta küllerinden doğmuş. İşadamları Mustafa Baran, Mehmet Küpelikavas ve Vassilis Karavasilis, yıllardır harabe halindeki Batis'in Kahvesi'ne yeniden hayat vermiş. Mekan 1820'de Osmanlı Gümrük Binası olarak inşa edilmiş. 50-60 yıl öncesine kadar da Rum vatandaşı Batis tarafından kahvehane olarak işletilmiş. O yıllarda önemli bir liman ve ticaret merkezi olan Batis'in Kahvesi özellikle tüccarların buluştuğu sosyal bir mekan olarak biliniyormuş. 10 yılı aşkın süredir dostlukları bulunan ve tekstil sektöründe işbirliği içinde olan Karavasilis ve Küpelikavas ile mimar Baran, büyük bir yatırım yaparak tarihin izlerini silmeden güzel bir butik otel ve restoran yaratmış. Baran ve MŞB İnşaat'ın sahibi mimar Salih Seymen'in çizimleri ile aslına uygun gerçekleştirilen restorasyonda ortaklar tek bir taşın bile zarar görmemesi için geceli gündüzlü nöbet tutmuş. Mekanın işletmeciliğini ise iki ortaktan Mehmet Küpelikavas ile Vassilis Karavasilis yapıyor. Küpelikavas, Kos'ta doğmuş ve büyümüş. Dolayısıyla Yunancası mükemmel. Arkadaşı ve aynı zamanda ortağı Vasilis Karavalisis'le 5 yıl önce Selanik'te bir restoranda yemek yerken ortamdan ve sunulan lezzetlerden çok etkilenmişler. Benzer bir yer açmaya karar vermişler. Ama fikrin olgunlaşıp hayat bulması biraz zaman almış. Sonuçta ortaya 'Batis Restoran' çıkmış. Batis, aynı anda 150'si kapalı toplam 300 kişiye hizmet verecek kapasitede. Temizlik ve hijyen ilk sırada.
BÖYLESİNİ TATMADIM
İçinde pastane de bulunan mekanda kahvaltının sunumu mükemmel. Kurutulmuş meyve çeşitleri, 4 çeşit doğal reçel, ceviz, biber salçası ve taze baharatla hazırlanan çemen, üzüm pekmezli tatlı lor, lorlu dereotu, yeşil ve kırmızı biberle hazırlanan 'Batis Salatası', dana ve fıstıklı hindi jambon, köy balı ve kaymağı tek kelimeyle enfes. Ayrıca; isteğe bağlı olarak sucuklu yumurta, omlet çeşitleri ve dana kavurma var. Ben özellikle taze patates ve biberle bezenmiş kavurmayı tatmanızı tavsiye ediyorum. Fiyatı mı? Kişi başı 20 TL. İnanın, bugün en sıradan bir yerde bile bu rakam isteniyor. Öğlen mönüsünde salata, makarna, bonfile ve tavuk çeşitleri bulunuyor. Salatada somon balıklı olanı mutlaka deneyin, bana hak vereceksiniz. Akşam tabii ki balık ve mezeler... Balık konusu malum çok tartışmalı... Bugün deniz diye sunulan balıkların çoğu kültür Uzun yıllar bu sektörün içinde yer alan biri olarak şunu biliyorum ki, insanlar lüks yerlere gidip inanılmaz bedeller ödeyerek deniz diye kültür balığı yiyor. Batis'te ise balıklar günlük olarak Urla Yarımadası'ndaki mezatlardan günlük olarak alınıp sunuluyor. Lagos fileto ve linguni mutlaka tatmanız gereken iki lezzet. Ben sizin için tattım, 10 numara... Soğuk mezelerin hangi birini saysam... Taze rendelenmiş domates, ince kıyılmış soğan, yeşilbiber ve petse soslu karides harika. Ara sıcak olarak 21 çeşit deniz mahsulü mevcut. Ben bayıldım. Ama en iyisi siz damak zevkinize göre seçim yapın.
BAŞ AŞÇI KOMŞU'DAN
Tüm bu lezzetlerin arkasındaki isim ise Denis Papanikolaou... 17 yıllık meslek deneyimine sahip... Selanikli... Yunanistan'da, 'Denizden çıkan her şeyi pişiren adam' olarak biliniyor. Komşu'da kendisine ait üç lüks restoran sahibi... Uluslararası yarışmalarda elde ettiği üç ödülü var... 2012'den bu yana Batis'in şefi olarak görev yapıyor... Son söz Mehmet Küpelikavas'ın. "Burayı açarken ticari amaç düşünmedik. Mönümüze baktığınızda fiyatların öyle uçuk olmadığını göreceksiniz. Bizim felsefemiz insanların yediği yemekten keyif alması, buradan yüzleri güler şekilde çıkması. İnsan her şekilde karınlarını doyurabilir. Yediğiniz yemek midenizden gider ama aklınızda kalır" diyor. Doğru söze ne demeli!