Evet, gelin bebeklerime kıyafet dikiyorum. Wedding Show için bir kafamda bir proje geliştirmiştim. Gittim, Barbie bebekler aldım, onlara kıyafetler diktim. Bütün kıyafetleri birebir diktim. Çok eğlenceli bir iş. Şimdi bir bebek koleksiyonum var.
EĞİTİME YÖNELECEĞİZ
Mayo da mı üretiyorsunuz?
İzmir'de mayo sektörünü geliştirmeye çalışıyoruz. EGSD Başkanı olarak böyle bir proje geliştirmeye çalışıyorum. Türkiye'de mayo konusunda bir açık var. İzmir'de iç giyim konusunda ilerlemeye başladık. Gerçekten güzel şirketlerimiz olmaya başladı. Bu işin ucu mayoya doğru yavaş yavaş gidecek. Dokuz Eylül Üniversitesi Hazır Giyim Tasarım Bölümüne bir ödev verdik. Çocuklar mayo çalışmaları yaptılar. Onun içerisinden çalışmalarını uygulamak istediğimiz en parlak olan çocukları seçtik. Çok niş bir konu, İzmir'de bilinen bir şey değil. O yüzden ben biraz daha yakından, bizzat ilgilendim. Hem İstanbul hem İzmir'de imalatçılara bunları verdim. Koleksiyon hazırlıyoruz. İzmir'den çıkmış koleksiyon olarak şovlarla tanıtacağız. Altyapı giderek güçlenmeye başladı. Piyasada açık var. Bu nedenle bu konuda hem Türkiye'de hem İzmir'de ilerleyelim diyorum. Bu alana tasarımcıların dikkatini çekeceğiz.
EGSD 2015'te ne hedefliyor?
Eğitim kurumlarına bu sene çok yöneleceğiz. Çok daha fazla destek vereceğiz. Sektörün insan kaynağı girişini artırmak istiyoruz. Sektörle eğitim dünyasını bir araya getirmek gerekiyor ki onların da güncel ticari hayattan haberi olsun, öğrencilerini biraz daha günümüze iyi yetiştirebilsinler diye. Meslek lisesine gidip de 10. sınıfa geçemeyen çok çocuk var. Her sene 1 milyona yakın çocuk atıl duruma düşüyor ve açık liselerde okuyor. Türkiye ortalamasının çok üzerinde işsizlik var. Bu atıl durumdaki gençlerde, 15-20 yaş arasındaki gençlerde bu istatistik yüzde 25'lere çıkıyor. Biz eğitim dışında kalmış, iş dünyasına da adapte olamayan gençleri de nasıl sektöre adapte edebilirize bakacağız, buna çok ihtiyacımız var. Çok verimli bir sene geçeceğine inanıyorum. Çok yoğun bir takvim yaptık. Sosyal etkinliklerimize de yoğun olarak devam edeceğiz.
Kendi firmanız için ne hedefliyorsunuz?
Kriz döneminde tanıştığımız herkesle iş yaptım. Öyle de iyi oldu. Şirket 5 yılda bir milyon doların üzerine çıktı krize rağmen. İnşallah bu yıl daha atak yapmak istiyorum her ne kadar kriz olsa da.
Kendi koleksiyonunuzla mı atak yapacaksınız?
Kendi koleksiyonum hemen olmaz. Önce o pazara gireceksiniz, sizi birkaç sezon izlemek istiyorlar. Bakalım her yıl orada mısınız? Kaliteniz doğru mu, kalıplarınız güzel mi, perakende satış mağazaları da öyle teknik anlamda çok altyapıları olan insanlar değil. Kalite kontrol departmanları yok. Yaşayarak görüyorlar. Onun için ticari anlamda temkinli gitmek istiyorlar. Önce yavaş gider, sonra hızlanır bu işler. Yarım sezon erken başladım yaz için. Temmuz başı fuarlara çıkarıp tanıtmam lazım, ben koleksiyonumu Ocak başında çıkardım çok alana numuneleri verelim diye. Markalar 15-20 sene adlarını bile duyuramıyor. Senelerce uğraşıyor insanlar, mısır taneleri gibi ısınıyor ısınıyor, sonra birden patlıyor. Bizim mısırlar çabuk patlar inşallah.
Şirketinizin yarattığı katma değer bu yıl da yüksek mi?
Genel olarak Türkiye'deki bütün ihracatları kilo başı fiyata böldüğünüz zaman 1,5-2 doları bulan katma değeri var. Ama konfeksiyon sektörü, ortalama katma değerin 10 katından fazla katma değer yaratıyor. Biz şu anda 23-24 dolar civarında geziyoruz. Bende durum çok enteresan. Bu sene henüz hesaplamadım ama önceki sene 70 dolar yapmıştım, 80 dolar civarında çıkacağım. Çünkü yeni teknikler kullanıyorum, her zaman maliyetleri daha yüksek olduğu için fiyatlara yansıyor. Çok nitelikli kumaşlar kullanıyorum yünler, ipekliler, organikler var. Başlı başına bir katma değer. İşçiliği var. Tasarımcı firmalara çalışıyorum. Tasarımcı firmaların adedi çok az olduğu için maliyeti artıyor. O nedenle biz Türkiye'nin 3 katı civarında katma değer yaratıyoruz. Hazır giyim için güzel bir rakam.
İşinizde iyi misiniz?
Fena değilimdir. Çok yaratıcı ve çözümcüyümdür. O nedenle hizmet verdiğim müşteriler açısından da çok keyifli. Geçen gün bir yazı geldi. Malı yüklersiniz, teslim edersiniz, müşterinize "İnşallah memnun kalmışsınızdır çalışmaya devam ederiz" dersiniz. İmalatçıdır bunu söyleyen bize gelen mailde, "Ürünleri aldık, çok memnun kaldık, inşallah bize üretmeye devam edersiniz" diye yazmış. Normalin tam tersi. Bu çok iyi bir şey.
-İzmirli misiniz?
Manisa Akhisarlıyım. Orada doğdum, fakat babam bankacı olunca, 7 yaşından sonra Türkiye'yi birkaç bölge olarak dolaştık. 81'de tekstil mühendisliğini kazandıktan sonra İzmir'e geldim. Şimdi İzmir'i dolu dolu yaşıyorum. Çok fazla noktasına gidiyorum. Elemanlarım bazen şaşırıyor bu kadar yolu nereden biliyorsun diye.
'BU FUARDA EMEĞİM ÇOK'
İzmir'deki fuarlar yeterli mi?
Fuarcılık bu ara çok dikkatli yapılmak zorunda kaldı. Sebebi, bir kere hakikaten çok ucuz işler değil. Fuarlara hazırlanmak, gitmek, orada zaman geçirmek, çok pahalı. Kitlesel hareketler var fuarlarda. Çok iyi fuar yaptığınızda profesyonel ziyaretçisi yoksa fuarın geleceği olmuyor. Epeydir Türkiye'de de hazır giyim fuarlarında duraksama yaşandı. Hareketli dönemler yaşamıştı, fakat sonra biraz küçüldü fuarcılık. Dünyada da böyle oldu. Belli başlı fuarlar yoluna devam etti. Şimdi yapısı da değişmeye başladı fuarcılığın. İnsanlar konsantre olmak istiyorlar. Ne iş yapıyorlarsa onunla alakalı bir şeyler bulmak istiyorlar. Fuarcılık reorganize oldu. İzmir'de çok fazla endüstriyel konuda fuarcılık var. Hazır giyimde, "Wedding"i çok öne çıkardık. Bu alanda İzmir'de bir altyapı vardı zaten. Niş fuar olarak, sektörel fuar olarak gelinlik fuarı yoktu. Wedding'i İZFAŞ'ın himayesinde, EGSD olarak yapıyoruz başından beri. Fuarın doğuşunda ben vardım, benim emeğim vardır doğumunda. İF Wedding'de verilen emeğin karşılığı alındı. İF Wedding uluslararası ve 40'tan fazla ülkeden gelen oluyor. İnternetten görüp gelen oluyor. İzmir'de başka hazır giyim fuarımız yok. İnşallah gelecekte o da olur.