Yapay zekâ ve hayatın olağan gelişimi yakın tarihte yeni mesleklerin ortaya çıkışına, bazı mesleklerde kalite artışına, bazı mesleklerin yapay zekâya teslim edilmesine ve özellikle niteliksiz mesleklerin yok olmasına neden olacak. Artık robotlarla rekabet edilecek bir iş dünyası olacağını söyleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi/ MarkaOkulu Yüksek Lisans Programı Direktörü ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gresi Sanje "En önemli konu yapay zekânın yapabileceği işlerden uzak durmak ve özgün katkılar yapabileceğiniz alanlara kaymak. Zanaat ile teknolojiyi harmanlayabilen bireylerin emek değeri artacak" dedi. Geleceğin meslekleriyle ilgili SABAH'ın sorularını yanıtlayan Sanje yapay zekâyla rekabet etmek için en akıllıca yöntemin kendimizi farklılaştırmak, zenginleştirmek ve uzmanlaştırmak olduğunu söyledi.
1-
Geleceğin mesleklerinden, özellikle Türkiye'ye en uygun olanlarından 10'ununu ve istihdam alanlarını sıralayabilir miyiz?
Aslında bir sıralama yapmak yerine bu mesleklerin mantığını kavramak daha anlamlı olur. Empati gerektiren, yaratıcılık ve özgünlük isteyen, bir formülü olsa da her zaman tahmin edilemeyen faktörleri içeren meslekler insan homo-sapiens olarak kaldığı sürece var olacaktır. Tahmin edilebilir özellikler içeren, özel bir yetkinlik gerektirmeyen mesleklerse yok olacaktır. Evlerimizin temizliğini bir robota teslim etmekte tereddüt yaşamayız fakat hastanede canımız yandığında bir robotun değil bir insanın elini tutmak isteriz. Bu nedenle başta hasta bakıcı ya da öğretmen gibi kalifiye bilgi ve yetkinlik gerektiren mesleklerin artarak devam etmesini öngörüyoruz. Öte yandan benzersiz, el emeği gerektiren bir elbise diktirmek ya da evinize özel bir fayans döşetmek şimdiye kıyasla gelecekte çok daha değerli olacak. Zanaat ile teknolojiyi harmanlayabilen bireylerin emek değeri artacak.
2-Hangi mesleklerin kaybolacağı öngörülüyor?
Herhangi bir makinanın yapabileceği meslek kolları azalarak bitecek. İstihdam alanları ekonomik gelişmelere paralel olarak gelişecek ancak iş hayatında daha esnek yapılar görülecek. Bazı kesimlerin gelir modeli bir kurumda belli günler çalışıp diğer günler farklı kurumlarda çalışarak ya da küçük girişimler kurmak üzerine inşa edilecek. Bu model daha şimdiden kendini belli etmeye başladı bile.
3-Yapay zekâ ve robotlaşma hangi sektörleri nasıl etkileyecek?
Elbette bu dönüşüm sürecinde bazı meslekler varlıklarını yitirecektir. Bu değişimi şimdilerde çağrı merkezleri ve finans sektörünün bazı departmanlarında, özellikle bankalarda görüyoruz. Üç boyutlu yazıcıların hayatımıza girmesi, depolamanın azalması, satış görevlisi yerine teknisyen ve tasarımcıların perakende alanlarında boy göstermesi, temel finans işlemlerinin yapay zekâ tarafından halledilmesi, güvenlik işlemlerinin makineleşmesi artarak sürecek. Özetle sadece insan gücü ile gerçekleşen ya da rutine binen işleri yapay zekâya teslim edeceğiz.
4-
Sosyal bilimler alanlarında okuyan öğrenciler kendilerini yapay zekâ ve robotlaşma alanlarında nasıl geliştirebilir?
En önemli konu zaten yapay zekânın yapabileceği işlerden uzak durmak. İşin mantığını kavrayıp, kendimizin özgün katkı yapabileceğimiz alanlara kaymak lazım. Kendimize uzmanlaşma alanları yaratmamız gerekiyor. Örneğin bugün işletme okumuş birinin yine işletme alanında yüksek lisans yapması çok anlamlı değil. Yapacağımız işe göre uzmanlaşma alanı seçmeli, işletme üzerine sosyoloji, iletişim ya da finans gibi farklı alanlara kayarak kendimize özgün bir yol çizmeliyiz. Yetkinlik alanını geliştirmeliyiz. Mimarlık okuyup üzerine pazarlama iletişimi yüksek lisansı yapan ve bu sayede perakende satış noktalarını tüketici ihtiyaçlarına göre düzenleyebilenler özgün bir alan yaratmış olacak. En akıllıca yöntem bu, kendimizi farklılaştırmak, zenginleştirmek, uzmanlaştırmak.
FARKLI ALANLARDA UZMANLAŞIN
5-Yani sosyal bilimcilerin kodlama öğrenmesine gerek yok, öyle değil mi?
Yapay zekâ ile yarışmak yerine yapay
zekâyı kendi özgün uzmanlık alanı
için araç haline getirenler geleceğin başarılı
iş insanları olacak. Kaldı ki yapay
zekâ ve robotlaşma alanında kendini
geliştirmek illa ki bu işlerin teknik boyutuna
hâkim olmak yani örneğin kodlama
yapabilmek anlamına gelmemeli. Sosyal
bilimci için yapay zekâyı ne zaman
kullanacağını bilmek ve doğru soruları
ortaya koyabilmek bu alanda kendini var
etmenin en akıllıca yolu. Bu açıdan bir
sosyal bilimcinin işin teknik boyutunu
öğrenmek yerine yapay zekânın hangi
alanlarda, nasıl görevlerde kullanıldığını
araştırıp takip etmesi kendini geliştirmek
adına daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.
MALİYETLERİ DÜŞÜREN TEKNOLOJİ
6-Yapay zekâ teknoloji mühendislik alanları dışında nasıl kullanılacak? Birkaç sektörden örnekler verebilir misiniz?
Sağlık sektöründe yapay zekânın
giderek arttığına şahit oluyoruz. Yapay
zekâ ile doktorlar kişiselleştirilmiş tedavi
sağlayabilecek, nano robotlar sayesinde
teşhis ve tedavilerde çok daha başarılı
sonuçlar alınabilecek. Uydu aracılığıyla
Türkiye'den bir kalp cerrahı dünyanın
herhangi bir yerindeki hastayı ameliyat
edebilecek.
7-Sağlık dışında hangi alanlar öncelikli olarak etkilenecek?
Sağlık sektöründen başladığım için
sigorta alanından devam edeyim. Şöyle
bir dünya düşünün sigorta şirketinize
düzenli spor yapan, iyi beslenen, alkol
ve tütün tüketmeyen, düzenli uyuyan ve
böylece sağlık açısından düşük riskli bir
müşteri olduğunuzu öne sürüyorsunuz.
Üzerinizdeki bir aygıt sizin uyku, beslenme
ve hareketlerinizi takip ediyor, zaten
şu an bile akıllı saatler veya aplikasyon
tam olarak bunu yapabiliyor. Sigorta
şirketi bu gelişkin yapay zekâ sayesinde
bilgilerin doğruluğunu kontrol edebildiği
için size şu an ödediğinizin yarısı
bedelinde poliçe yapıyor. Dolayısıyla
ya belirttiğiniz gibi biri olmak zorunda
kalacaksınız ya da şirketin kontroller
sonrası belirlediği bedeli ödemeye razı
olacaksınız. Kısacası yapay zekâ hemen
hemen tüm sektörlerde özellikle kişiselleştirilmiş
ürün ve hizmetlerin ortaya
çıkarılmasıyla maliyetleri düşürecek.
8-Gençlerin durumuna çare eğitimde mi yoksa algıda mı? Örneğin fayans ustası olmanın algısı kötü değil mi?
Gelişmiş ülkelerde gençler rahatlıkta
bir kafede, mağazada çalışabiliyorlar.
Türkiye'de ise üniversite öğrencisinin
tezgâhtarlık yapması hoş karşılanmaz gibi
bir algı hâkim. Bu algının değişimi bir
doktorla kat görevlisinin ya da CEO ile
işçinin birlikte var olabildiği ortamların
sonucunda kültürel bir olgunlukla gelebiliyor.
Bunun için de aslında ekonomik
şartların birbirine yakın olması gerekli.
Fayans ustası algısı ise emek için biçtiğimiz
ederin arttığı gün artacak. Otomasyon
süreci aslında bu algının çıkışında
yardımcı olacaktır.